5651 Sayılı Kanun ve Erişim Engelleme

5651 Sayılı Kanun ve Erişim Engelleme

İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve suç içerikli yayınlara erişimin engellenmesi, günümüz dijital dünyasında önemli bir hukuki çerçeve oluşturmaktadır. 5651 Sayılı Kanun, Türkiye'de internet yayıncılığı ve erişim engelleme kararlarının temelini oluşturmaktadır. Bu yazıda, kanunun getirdiği düzenlemeler, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın görev ve yetkileri, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilen internet yayınları ve unutulma hakkı çerçevesinde erişim engelleme kararları incelenmektedir.

5651 Sayılı Kanun ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı

İnternet teknolojilerinin hızla gelişmesi ve yaygınlaşması, beraberinde çeşitli hukuki düzenlemeleri de getirmiştir. Türkiye'de internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi amacıyla 5651 Sayılı Kanun 23 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilmiş ve 24 Ekim 2007 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, internet ortamındaki içeriklerin denetlenmesi, erişim engelleme kararlarının alınması ve uygulanması gibi konularda temel yasal çerçeveyi oluşturmaktadır.

Kanunun tam adı "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun" olup, internet ortamında işlenen belirli suçlarla mücadele etmek ve zararlı içeriklere karşı önlem almak amacıyla çıkarılmıştır. Bu kanun kapsamında, internet ortamındaki yayınları düzenlemek ve denetlemek üzere Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kurulmuştur.

Başkanlığın Görev ve Yetkileri

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın görev ve yetkileri, 5651 Sayılı Kanun'un 4. maddesinde detaylı olarak düzenlenmiştir. Bu madde uyarınca Başkanlığın temel görev ve yetkileri şunlardır:

  • İnternet ortamında işlenen suçları önlemeye yönelik çalışmalar yapmak ve gerektiğinde bu amaçla çalışma kurulları oluşturmak
  • Bakanlık, kolluk kuvvetleri, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile içerik, yer ve erişim sağlayıcılar arasında koordinasyon sağlamak
  • İnternet ortamında yapılan ve kanun kapsamına giren suçları oluşturan içeriğe sahip yayınların içeriklerini izlemek ve suç teşkil eden içeriklere erişimin engellenmesi için gerekli tedbirleri almak
  • İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerini izleyebilecek ve bilgi ihbar merkezi dahil, gerekli her türlü teknik altyapıyı kurmak veya kurdurmak
  • İnternet ortamındaki yayınların izlenmesi suretiyle, bu kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçların işlendiğinin tespiti halinde, bu yayınlara erişimin engellenmesine yönelik olarak bu madde kapsamında gerekli tedbirleri almak
  • İnternet ortamında yapılan yayınların içeriklerinin izlenmesinin hangi seviye, zaman ve şekilde yapılacağını belirlemek
  • Kurum tarafından işletmecilerin yetkilendirilmeleri ile mülki idare amirlerince ticarethane olarak faaliyet göstermek isteyen toplu kullanım sağlayıcılara verilecek izin belgelerinde filtreleme ve bloke etmede kullanılacak sistemlere ve yapılacak düzenlemelere yönelik esas ve usulleri belirlemek
  • İnternet ortamındaki yayınların izlenmesi ve filtreleme, perdeleme ve izleme için gerekli olan asgari kriterleri belirlemek
  • Bilişim ve internet alanındaki uluslararası kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamak

Başkanlık, bu görevlerini yerine getirirken İnternet Kurulu ile işbirliği ve koordinasyon içinde çalışmaktadır. İnternet Kurulu; Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanlıkları ile çocuk, kadın ve aileden sorumlu Devlet Bakanlığı, Kurum, ilgili diğer bakanlıklar, internet servis sağlayıcıları ve ilgili sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden oluşmaktadır.

Yasal Düzenlemeler ve Yönetmelikler

5651 Sayılı Kanun'un 11. maddesi, kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliklerin çıkarılma sürecini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde çıkarılacaktır. Bu yönetmelikler, kanunun uygulanmasında karşılaşılabilecek teknik ve idari sorunların çözümüne yönelik detaylı düzenlemeleri içermektedir.

Ayrıca, Madde 11/2 uyarınca, yer veya erişim sağlayıcı olarak faaliyet göstermek isteyen kişilere yetkilendirme belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş ay içinde çıkarılacaktır. Bu yönetmelik, internet servis sağlayıcılarının ve içerik barındıran sunucuların işletilmesine ilişkin kuralları belirlemektedir.

Kanun kapsamında çıkarılan önemli yönetmeliklerden biri, "İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"tir. Bu yönetmelik, internet ortamındaki yayınların düzenlenmesi, içerik sağlayıcı, yer sağlayıcı, erişim sağlayıcı ve toplu kullanım sağlayıcıların yükümlülük ve sorumlulukları ile internet ortamında işlenen belirli suçlarla içerik, yer ve erişim sağlayıcıları üzerinden mücadeleye ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir.

Bir diğer önemli yönetmelik ise "Telekomünikasyon Kurumu Tarafından Erişim Sağlayıcılara ve Yer Sağlayıcılara Faaliyet Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"tir. Bu yönetmelik, erişim sağlayıcı ve yer sağlayıcı olarak faaliyet göstermek isteyen gerçek ve tüzel kişilere Telekomünikasyon Kurumu tarafından yetkilendirme belgesi verilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektedir.

5651 Sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikler, internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda kapsamlı bir hukuki çerçeve sunmaktadır. Bu düzenlemeler, bir yandan internet kullanıcılarının haklarını korumayı, diğer yandan da internet ortamında işlenen suçlarla etkin bir şekilde mücadele etmeyi amaçlamaktadır. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, bu kanun ve yönetmelikler çerçevesinde, internet ortamındaki zararlı içeriklerle mücadele etmek ve güvenli bir internet ortamı sağlamak için çalışmalarını sürdürmektedir.

İlgili Kanunlarda Yapılan Değişiklikler ve Personel Yapısı

5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun, yalnızca internet ortamındaki düzenlemeleri içermekle kalmayıp, aynı zamanda mevcut yasal çerçeveyi de güçlendirmek amacıyla birçok kanunda değişiklikler öngörmüştür. Bu değişiklikler ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın personel yapısı, kanunun etkin bir şekilde uygulanabilmesi için kritik öneme sahiptir.

Diğer Kanunlarda Yapılan Değişiklikler

5651 Sayılı Kanun'un 12. maddesi, internet ortamında işlenen suçlarla mücadele kapsamında diğer kanunlarda yapılan değişiklikleri düzenlemektedir. Bu değişiklikler, internet ortamındaki yayınların denetlenmesi ve erişim engelleme kararlarının uygulanması için gerekli yasal altyapıyı güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nda yapılan değişiklikler, telekomünikasyon altyapısının internet erişim engelleme kararlarının uygulanmasına uygun hale getirilmesini sağlamıştır. Bu değişiklikler sayesinde, erişim sağlayıcıların teknik olarak erişim engelleme kararlarını uygulama yükümlülükleri netleştirilmiş ve bu yükümlülüklere uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımlar belirlenmiştir.

2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda yapılan değişiklikler, internet üzerinden işlenen suçların soruşturulması ve delillerin toplanması konusunda kolluk kuvvetlerine yeni yetkiler tanımıştır. Bu değişiklikler, özellikle çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu ticareti ve terör propagandası gibi suçların internet ortamında işlenmesi durumunda, polisin daha hızlı ve etkin müdahale edebilmesini sağlamaktadır.

2813 sayılı Telsiz Kanunu'nda yapılan değişiklikler, internet servis sağlayıcıların teknik altyapılarının denetlenmesi ve erişim engelleme kararlarının uygulanmasının takibi konusunda düzenlemeler getirmiştir. Bu değişiklikler, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın teknik kapasitesini artırarak, erişim engelleme kararlarının etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamayı amaçlamaktadır.

2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda yapılan değişiklikler ise, ulusal güvenliği tehdit eden internet içeriklerinin tespit edilmesi ve bu içeriklere erişimin engellenmesi konusunda MİT'e yeni yetkiler tanımıştır. Bu değişiklikler, özellikle terör örgütlerinin internet üzerinden propaganda yapması ve üye kazanması gibi faaliyetlerin önlenmesi açısından önem taşımaktadır.

Bu kanunlarda yapılan değişiklikler, 5651 Sayılı Kanun'un uygulanmasını destekleyici nitelikte olup, internet ortamında işlenen suçlarla mücadelede bütüncül bir yaklaşım sağlamaktadır. Değişiklikler, hem teknik altyapının güçlendirilmesini hem de yetkili kurumların koordinasyonunun artırılmasını hedeflemektedir.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı Personeli

5651 Sayılı Kanun'un uygulanmasından sorumlu olan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın personel yapısı, kanunun Ek Madde 1'inde detaylı olarak düzenlenmiştir. Başkanlığın görevlerinin etkin bir şekilde yerine getirilebilmesi için, nitelikli ve uzman personelin istihdam edilmesi büyük önem taşımaktadır.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda görevler, iletişim başuzmanı, iletişim uzmanı, teknik uzman ve idari uzmanlar tarafından yürütülmektedir. Bu uzmanların seçimi ve atanması için belirli eğitim şartları ve atanma usulleri belirlenmiştir.

İletişim uzmanı olarak atanabilmek için, en az dört yıllık yükseköğretim kurumlarından mezun olmak ve yapılacak özel yarışma sınavında başarılı olmak gerekmektedir. İletişim uzman yardımcılığından iletişim uzmanlığına geçiş için ise, en az üç yıl çalışmış olmak ve hazırlanacak tezi başarıyla savunmuş olmak şartları aranmaktadır.

Teknik uzmanlar, başkanlığın teknik altyapısının kurulması, işletilmesi ve geliştirilmesi konularında görev yapmaktadır. Bu pozisyonlar için, bilgisayar mühendisliği, elektrik-elektronik mühendisliği, yazılım mühendisliği gibi teknik alanlarda eğitim almış olmak şartı aranmaktadır.

İdari uzmanlar ise, başkanlığın idari işlerinin yürütülmesi, bütçe planlaması ve personel yönetimi gibi konularda görev yapmaktadır. Bu pozisyonlar için, kamu yönetimi, işletme, hukuk gibi alanlarda eğitim almış olmak şartı aranmaktadır.

Başkanlık personelinin özlük hakları ve mali hakları da kanunda detaylı olarak düzenlenmiştir. Personelin maaşları, ek ödemeleri ve diğer mali hakları, görevlerinin önemi ve taşıdıkları sorumluluk dikkate alınarak belirlenmiştir.

Ayrıca, başkanlığın kuruluş aşamasında, Geçici Madde 2 kapsamında mevcut personelin uzmanlık kadrolarına atanma şartları da düzenlenmiştir. Bu düzenleme, başkanlığın faaliyete geçtiği ilk dönemde personel ihtiyacının karşılanmasını ve kurumsal kapasitenin hızla geliştirilmesini amaçlamaktadır.

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın personel yapısı, internet ortamında işlenen suçlarla mücadelede teknik ve hukuki uzmanlığın bir araya getirilmesini sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Bu yapı, başkanlığın görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için gerekli insan kaynağını oluşturmaktadır.

Basın Özgürlüğü ve Hukuka Uygunluk Şartları

İnternet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ve erişim engelleme kararları değerlendirilirken, basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün sınırları önemli bir tartışma konusu oluşturmaktadır. 5651 Sayılı Kanun kapsamında alınan erişim engelleme kararlarının hukuki değerlendirmesinde, basın özgürlüğünün yasal çerçevesi ve hukuka uygunluk şartları belirleyici rol oynamaktadır.

Basın Özgürlüğünün Yasal Dayanakları

Basın özgürlüğü, demokratik toplumların temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Türk hukuk sisteminde basın özgürlüğünün en önemli dayanağı Anayasa'nın 28. maddesidir. Bu madde, "Basın hürdür, sansür edilemez" ifadesiyle basın özgürlüğünü açıkça güvence altına almaktadır. Anayasa'nın devamındaki maddeler de basın özgürlüğünün çeşitli yönlerini düzenlemektedir.

Anayasal güvencenin yanı sıra, 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesi de basın özgürlüğünü düzenlemektedir. Bu madde, basın özgürlüğünün kapsamını belirleyerek basının temel haklarını şu şekilde sıralamaktadır:

  • Bilgi edinme hakkı
  • Yayma hakkı
  • Eleştirme hakkı
  • Yorumlama hakkı
  • Eser yaratma hakkı

İnternet ortamında yapılan yayınlar da, içerik ve işlev bakımından geleneksel basın yayın organlarına benzer nitelik taşıdığından, basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmektedir. Bu nedenle, 5651 Sayılı Kanun kapsamında erişim engelleme kararları verilirken, basın özgürlüğünün sınırları ve hukuka uygunluk şartları dikkate alınmalıdır.

Haber Verme Hakkının Hukuka Uygun Kullanım Şartları

Basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilen haber verme hakkının hukuka uygun kullanılabilmesi için belirli şartların sağlanması gerekmektedir. Yargı kararlarında ve doktrinde genel kabul gören bu şartlar, internet ortamındaki yayınlar için de geçerlidir. Haber verme hakkının hukuka uygun kullanım şartları şunlardır:

  1. Haberin gerçek olması: Yayınlanan haberin gerçeğe uygun olması, basın özgürlüğünün en temel şartıdır. Gerçeğe aykırı haberler, kişilik haklarına saldırı niteliği taşıyabilir ve hukuka aykırı kabul edilir.

  2. Haberin güncel olması: Haberin, yayınlandığı tarihte güncel bir olaya ilişkin olması gerekir. Güncelliğini yitirmiş olayların tekrar gündeme getirilmesi, kamu yararı olmadığı sürece hukuka aykırı olabilir.

  3. Haberin verilmesinde kamu yararı bulunması: Yayınlanan haberin toplumsal bir fayda sağlaması, kamuyu ilgilendiren bir konuya ilişkin olması gerekir. Sadece merak duygusunu tatmin etmeye yönelik, özel hayatın gizliliğini ihlal eden haberler kamu yararı taşımaz.

  4. Haberin veriliş biçimi ile özü arasında düşünsel bağ bulunması: Haberin sunuluş biçimi, içeriğiyle orantılı ve uyumlu olmalıdır. Abartılı, sansasyonel başlıklar veya içerikle ilgisiz görseller kullanılması, hukuka aykırılık oluşturabilir.

Bu şartların tamamının bir arada bulunması durumunda, haber verme hakkının hukuka uygun kullanıldığı kabul edilir ve kişilik haklarına yönelik bir müdahale söz konusu olsa bile, bu müdahale hukuka uygun sayılır. 5651 Sayılı Kanun kapsamında erişim engelleme talepleri değerlendirilirken, bu şartların varlığı titizlikle incelenmelidir.

Tekzip (Düzeltme) Hakkı

Basın özgürlüğünün kötüye kullanılmasını önlemek ve kişilik haklarının korunmasını sağlamak amacıyla, hukuk sistemimizde tekzip (düzeltme) hakkı düzenlenmiştir. 5187 Sayılı Basın Kanunu'nun 14. maddesi, tekzip hakkının yasal dayanağını oluşturmaktadır.

Tekzip hakkı, kişilerin şeref ve haysiyetini ihlal edici veya kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması durumunda kullanılabilir. Bu hak, internet ortamındaki yayınlar için de geçerlidir ve 5651 Sayılı Kanun kapsamında erişim engelleme kararlarına alternatif bir yol sunmaktadır.

Tekzip talebinin değerlendirilmesinde mahkemenin öncelikle yapması gereken inceleme şu şekildedir:

  1. Haberin şeref ve haysiyeti ihlal edip etmediğinin tespiti
  2. İhlal yoksa talebin reddi
  3. İhlal varsa hukuka uygunluk nedenlerinin incelenmesi

İnternet ortamında yayınlanan içerikler için tekzip hakkının kullanılması, 5651 Sayılı Kanun kapsamında erişim engelleme talebinde bulunmadan önce değerlendirilmesi gereken bir yoldur. Tekzip yoluyla içeriğin düzeltilmesi veya kaldırılması sağlanabiliyorsa, erişim engelleme gibi daha ağır bir tedbire başvurulmaması, ifade ve basın özgürlüğünün korunması açısından önemlidir.

Tekzip hakkı, basın özgürlüğü ile kişilik haklarının dengelenmesinde önemli bir araç olarak işlev görmektedir. Bu hakkın etkin kullanımı, internet ortamındaki yayınların düzenlenmesinde ve erişim engelleme kararlarının değerlendirilmesinde dikkate alınması gereken bir faktördür.

Unutulma Hakkı ve Erişim Engelleme Kararları

Unutulma Hakkının Anayasal Dayanakları

Dijital çağda kişisel verilerin korunması ve bireylerin geçmişte yaşadıkları olayların sürekli olarak internet ortamında erişilebilir kalmasının yarattığı sorunlar, "unutulma hakkı" kavramının doğmasına neden olmuştur. Türk hukuk sisteminde unutulma hakkı, doğrudan bir yasal düzenlemeye sahip olmasa da, çeşitli anayasal hükümlerden kaynağını almaktadır.

Anayasa'nın 5. maddesi, devletin temel amaç ve görevleri arasında "insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak" ilkesini düzenlemektedir. Bu madde, unutulma hakkının en temel dayanaklarından birini oluşturmaktadır. Devlet, bireylerin geçmişte yaşadıkları olayların sürekli olarak hatırlatılmasının önüne geçerek, onların manevi varlıklarının gelişmesi için uygun ortamı sağlamakla yükümlüdür.

Anayasa'nın 17. maddesi ise "herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir" hükmünü içermektedir. Bu madde, kişinin manevi bütünlüğü bağlamında şeref ve itibarının korunmasını güvence altına almaktadır. İnternet ortamında yer alan ve kişinin şeref ve itibarını zedeleyici nitelikteki içeriklere erişimin engellenmesi, bu anayasal hakkın bir uzantısı olarak değerlendirilmektedir.

Anayasa'nın 20. maddesi, özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasını düzenlemektedir. Bu maddenin üçüncü fıkrasında "herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir" denilmektedir. Bu hüküm, unutulma hakkının en doğrudan anayasal dayanağını oluşturmaktadır. Kişisel verilerin korunması hakkı, bireylerin geçmişte yaşadıkları olayların dijital ortamda sürekli olarak erişilebilir kalmasına karşı bir koruma mekanizması sağlamaktadır.

Erişim Engelleme Taleplerinin Değerlendirilmesi

5651 Sayılı Kanun kapsamında erişim engelleme talepleri, özellikle unutulma hakkı bağlamında değerlendirilirken belirli kriterlere göre incelenmektedir. Bu değerlendirme sürecinde, basın özgürlüğü ile kişilik haklarının korunması arasında hassas bir denge kurulmaya çalışılmaktadır.

Erişim engelleme taleplerinin değerlendirilmesinde dikkate alınan temel kriterler şunlardır:

  • Haberin gerçekliği: İnternet ortamında yer alan içeriğin gerçeğe uygun olup olmadığı incelenir.
  • Haberin güncelliği: İçeriğin yayınlandığı tarihten itibaren ne kadar süre geçtiği ve güncelliğini koruyup korumadığı değerlendirilir.
  • Kamu yararı: İçeriğin erişilebilir kalmasında kamu yararı bulunup bulunmadığı araştırılır.
  • İlgili kişinin toplumsal konumu: İçeriğe konu olan kişinin toplumda tanınan bir kişi olup olmadığı, kamu görevlisi olup olmadığı gibi faktörler dikkate alınır.
  • Yargı kararları: İçeriğe konu olan olaylarla ilgili yargı kararlarının bulunup bulunmadığı, varsa bu kararların niteliği (beraat, mahkumiyet vb.) incelenir.

Erişim engelleme taleplerinin değerlendirilmesinde, bu kriterlerin tümü bir arada ele alınarak, somut olayın özelliklerine göre bir karar verilmektedir. Özellikle beraat kararı ile sonuçlanan ceza davalarına ilişkin haberlerin internet ortamında erişilebilir kalması, kişinin lekelenmeme hakkı ve unutulma hakkı bağlamında değerlendirilmektedir.

Yargıtay'ın Yaklaşımı

Yargıtay, unutulma hakkı ve erişim engelleme talepleri konusunda önemli içtihatlar geliştirmiştir. Bu içtihatlar, 5651 Sayılı Kanun'un uygulanmasında yol gösterici nitelik taşımaktadır.

Yargıtay'ın yaklaşımını gösteren önemli bir örnek, "Gizli Kasa Siyasetçi" başlıklı bir habere erişimin engellenmesi talebine ilişkin karardır. Bu davada, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2015/91 E. 2016/314 K. sayılı dosyasıyla beraat eden bir kişinin, hakkındaki habere erişimin engellenmesi talebi değerlendirilmiştir.

Yargıtay, bu davada şu hususları dikkate almıştır:

  1. Haberin ilk yayınlandığı tarihte ifade ve basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği
  2. Beraat kararının kesinleşmesinden sonra 9 yıl geçtiği ve haberin güncelliğini yitirdiği
  3. Beraatle sonuçlanan bir dava hakkındaki haberin erişilebilir kalmasının kişilik haklarını ihlal ettiği
  4. Haberin arşivde kalmasının kamu yararı bulunmadığı
  5. Başvuranın, toplumu temsil eden veya topluma hizmet eden kişilerden olmadığı ve suç geçmişine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği

Bu değerlendirmeler sonucunda Yargıtay, 5271 Sayılı CMK'nun 309/4. maddesi uyarınca kanun yararına bozma istemini kabul ederek, söz konusu habere erişimin engellenmesine karar vermiştir.

Yargıtay'ın bu yaklaşımı, unutulma hakkının Türk hukuk sistemindeki uygulamasına önemli bir örnek teşkil etmektedir. Özellikle beraat kararı ile sonuçlanan ceza davalarına ilişkin haberlerin, belirli bir süre geçtikten sonra erişime engellenmesi gerektiği yönündeki içtihat, kişilerin "yeni bir sayfa açma" hakkını korumayı amaçlamaktadır.

Sonuç

5651 Sayılı Kanun çerçevesinde şekillenen erişim engelleme mekanizmaları, unutulma hakkı bağlamında önemli bir işlev görmektedir. Anayasa'nın 5., 17. ve 20. maddelerinden kaynaklanan unutulma hakkı, dijital çağda kişilik haklarının korunması için vazgeçilmez bir araç haline gelmiştir. Yargıtay'ın içtihatları da bu hakkın uygulanmasında yol gösterici olmaktadır. İnternet ortamında ifade ve basın özgürlüğü ile kişilik haklarının korunması arasındaki dengenin sağlanması, 5651 Sayılı Kanun'un uygulanmasında en kritik noktalardan biridir. Bu bağlamda, erişim engelleme kararlarının verilmesinde, somut olayın özellikleri dikkate alınarak, temel hak ve özgürlüklere en az müdahale ile amaca ulaşılması ilkesi gözetilmelidir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.