
Sağlık Kurulu Raporuna İtiraz Süreci
Sağlık kurulu raporları, kişilerin sağlık durumlarını belgeleyen ve çeşitli hakların kullanımında temel teşkil eden önemli belgelerdir. Bu raporlara itiraz hakkı, adil değerlendirme ve doğru teşhis açısından kritik öneme sahiptir. Bu yazıda, sağlık kurulu raporlarına itiraz sürecini, hakem hastane uygulamasını ve yargı yolunu detaylı olarak inceliyoruz.
Sağlık Kurulu Raporuna İtiraz Süreci ve Usulü
Sağlık kurulu raporları (heyet raporları), bireylerin sağlık durumlarını resmi olarak belgeleyen ve çeşitli yasal hakların kullanımında temel teşkil eden önemli dokümanlardır. Bu raporlar, engellilik derecesinin tespiti, maluliyet değerlendirmesi, iş göremezlik durumu veya özel eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Ancak bazen bu raporlar, kişinin gerçek sağlık durumunu tam olarak yansıtmayabilir veya teknik hatalar içerebilir. Bu durumda, ilgili kişilerin sağlık kurulu raporlarına itiraz etme hakları bulunmaktadır.
İtiraz Hakkına Sahip Kişiler
Sağlık kurulu raporlarına itiraz edebilecek kişiler yasal olarak belirlenmiştir. Bu kişiler:
- Raporu alan kişinin kendisi: Sağlık kurulu raporu düzenlenen birey, raporun içeriğine veya sonucuna itiraz etme hakkına sahiptir.
- Veli veya vasi: 18 yaşından küçük bireylerin veya vesayet altındaki kişilerin yasal temsilcileri, bu kişiler adına itiraz başvurusunda bulunabilir.
- Raporu isteyen kurum: Sağlık kurulu raporunu talep eden resmi kurum veya kuruluşlar da rapor sonucuna itiraz edebilir. Örneğin, Sosyal Güvenlik Kurumu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, işveren kurumlar gibi.
İtiraz hakkının kullanılması, kişinin sağlık durumunun doğru değerlendirilmesi ve hak kaybına uğramaması açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle engellilik raporlarında, %40 ve üzeri engellilik oranına sahip olmak yasal olarak "engelli" statüsünde değerlendirilmeyi sağladığından, bu sınırın altında veya üstünde verilen raporlar kişinin yasal haklarını doğrudan etkilemektedir.
İtiraz Süresi
Sağlık kurulu raporlarına itiraz için belirlenmiş yasal süreler bulunmaktadır. Bu süreler, raporun türüne ve ilgili kuruma göre değişiklik gösterebilir:
- Genel sağlık kurulu raporları: Rapor tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde itiraz edilmelidir. Bu süre, bireysel başvurular için geçerli olan standart itiraz süresidir.
- Türk Silahlı Kuvvetleri personeli ve öğrencileri: TSK personeli ve öğrencileri için itiraz süresi rapor tebliğinden itibaren 30 gündür.
- TSK adayları: Türk Silahlı Kuvvetleri'ne başvuran adaylar için itiraz süresi 3 iş günü olarak belirlenmiştir.
- Kurumsal itirazlar: Raporu talep eden kurumların yapacağı itirazlarda genellikle belirli bir süre sınırlaması bulunmamaktadır, ancak itiraz gerekçelerinin yazılı olarak belirtilmesi gerekmektedir.
İtiraz sürelerinin kaçırılması durumunda, itiraz hakkı kaybedilebilir ve rapor kesinleşebilir. Bu nedenle, sağlık kurulu raporuna itiraz etmek isteyen kişilerin belirtilen sürelere dikkat etmesi önemlidir.
İtiraz Yöntemi
Sağlık kurulu raporlarına itiraz, belirli bir prosedür izlenerek yapılmalıdır. İtiraz süreci şu adımları içerir:
İl Sağlık Müdürlüğüne başvuru: İtiraz, raporun alındığı ilin Sağlık Müdürlüğüne yazılı bir dilekçe ile yapılır. Dilekçeye sağlık kurulu raporunun bir örneği eklenmelidir.
Farklı bir sağlık kuruluşuna sevk: İl Sağlık Müdürlüğü, itiraz eden kişiyi raporu düzenleyen hastaneden farklı bir sağlık kuruluşuna sevk eder.
Yeni rapor düzenlenmesi: Sevk edilen sağlık kuruluşu, kişiyi muayene ederek yeni bir sağlık kurulu raporu düzenler.
Raporların karşılaştırılması: İki rapor arasında sonuç açısından bir farklılık yoksa, rapor kesinleşir. Eğer iki rapor arasında farklılık varsa, kişi hakem hastaneye sevk edilir.
Hakem hastane değerlendirmesi: Hakem hastane tarafından düzenlenen rapor kesin ve bağlayıcıdır.
İtiraz sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, bir yılda bir kişiye toplamda en fazla 40 gün heyet raporu verilebileceğidir. Bu nedenle, özellikle iş göremezlik veya istirahat raporları için yapılan itirazlarda bu süre sınırlaması göz önünde bulundurulmalıdır.
İtiraz dilekçesinde şu bilgilerin yer alması gerekmektedir:
- İl Sağlık Müdürlüğü bilgileri
- İtiraz edilen raporun tarihi ve numarası
- İtiraz eden kişinin kimlik ve iletişim bilgileri
- İtiraz konusu ve gerekçeleri
- Talep edilen sonuç
- İmza ve ekler (rapor örneği)
Sağlık kurulu raporlarına itiraz süreci, kişilerin sağlık durumlarının doğru değerlendirilmesi ve yasal haklarının korunması açısından önemli bir hukuki mekanizmadır. İtiraz hakkının doğru şekilde ve zamanında kullanılması, olası hak kayıplarının önlenmesini sağlar. Özellikle engellilik raporları gibi kişinin sosyal ve ekonomik haklarını doğrudan etkileyen raporlarda, itiraz sürecinin dikkatle takip edilmesi büyük önem taşımaktadır.
İtiraz Dilekçesi ve Hakem Hastane Süreci
Sağlık kurulu raporlarına itiraz süreci, kişinin sağlık durumunun doğru değerlendirilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. İtiraz hakkını kullanmak isteyen kişilerin, bu süreci doğru şekilde yönetebilmesi için izlenecek adımları ve hazırlanması gereken belgeleri bilmesi gerekmektedir. Bu bölümde, itiraz dilekçesinde bulunması gereken unsurlar ve hakem hastane uygulamasının detayları ele alınacaktır.
İtiraz Dilekçesinde Bulunması Gerekenler
Sağlık kurulu raporuna itiraz etmek isteyen kişilerin, İl Sağlık Müdürlüğü'ne sunacakları dilekçeyi belirli bir format ve içerikle hazırlamaları gerekmektedir. İtiraz dilekçesinde aşağıdaki bilgi ve belgelerin bulunması zorunludur:
- Dilekçenin Muhatabı: İtiraz dilekçesi, ilgili İl Sağlık Müdürlüğü'ne hitaben yazılmalıdır.
- Rapor Bilgileri: İtiraz edilen sağlık kurulu raporunun tarih ve numarası açıkça belirtilmelidir.
- Kişisel Bilgiler: Başvuru sahibinin adı, soyadı, T.C. kimlik numarası, doğum tarihi ve iletişim bilgileri eksiksiz olarak yazılmalıdır.
- İtiraz Konusu ve Nedenleri: Rapora hangi konuda ve hangi gerekçelerle itiraz edildiği detaylı şekilde açıklanmalıdır. Bu bölümde, mevcut raporun neden gerçek sağlık durumunu yansıtmadığı veya eksik değerlendirme içerdiği somut örneklerle belirtilmelidir.
- Talep: Dilekçenin sonunda, başvuru sahibinin talebi net bir şekilde ifade edilmelidir (örneğin, "Sağlık kurulu raporumun yeniden değerlendirilmesini talep ediyorum").
- İmza: Dilekçe, başvuru sahibi veya yasal temsilcisi tarafından imzalanmalıdır.
- Ekler: İtiraz edilen sağlık kurulu raporunun bir örneği, varsa önceki raporlar, tıbbi tetkik sonuçları ve diğer destekleyici belgeler dilekçeye eklenmelidir.
Örnek İtiraz Dilekçesi:
T.C. ANKARA İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ'NE
İTİRAZ EDEN : Ahmet YILMAZ (T.C. Kimlik No: 12345678901) ADRES : Çankaya Mahallesi, Atatürk Caddesi No: 123 Daire: 5 Çankaya/ANKARA TEL : 0555 123 45 67 E-POSTA : ahmet.yilmaz@email.com
KONU : 01.02.2025 tarih ve 2025/123 sayılı Sağlık Kurulu Raporuna itiraz
Ankara Şehir Hastanesi tarafından 01.02.2025 tarihinde 2025/123 sayı ile düzenlenen sağlık kurulu raporuna aşağıdaki gerekçelerle itiraz ediyorum:
Raporda belirtilen %30 engellilik oranı, mevcut sağlık durumumu yansıtmamaktadır. Ortopedi uzmanı tarafından yapılan değerlendirmede, sol bacağımdaki hareket kısıtlılığı ve kronik ağrı yeterince dikkate alınmamıştır.
Nöroloji uzmanı tarafından yapılan muayenede, önceki raporlarımda belirtilen ve MR sonuçlarıyla desteklenen omurga sorunlarım değerlendirmeye alınmamıştır.
İşitme kaybım için yapılan odyometri testi sırasında test ortamının gürültülü olması nedeniyle sonuçlar sağlıklı alınamamıştır.
Bu nedenlerle, sağlık durumumun yeniden değerlendirilmesi ve engellilik oranımın gerçek sağlık durumumu yansıtacak şekilde belirlenmesi için raporuma itiraz ediyorum.
Gereğini saygılarımla arz ederim. 01.03.2025
İmza Ahmet YILMAZ
EKLER:
- Sağlık Kurulu Raporu örneği
- Önceki tıbbi tetkik sonuçları
- Uzman hekim raporları
İtiraz dilekçesinin eksiksiz ve detaylı hazırlanması, sürecin hızlı ve doğru şekilde ilerlemesini sağlayacaktır. Dilekçede belirtilen gerekçelerin tıbbi belgelerle desteklenmesi, itirazın değerlendirilmesinde önemli rol oynamaktadır.
Hakem Hastane Uygulaması
Sağlık kurulu raporuna yapılan itiraz sonrasında, İl Sağlık Müdürlüğü başvuruyu değerlendirerek kişiyi farklı bir sağlık kuruluşuna sevk eder. Bu ikinci sağlık kuruluşundan alınan rapor, ilk raporla aynı sonucu içeriyorsa, rapor kesinleşir. Ancak iki rapor arasında farklılık varsa, kişi hakem hastane olarak adlandırılan üçüncü bir sağlık kuruluşuna yönlendirilir.
Hakem hastane uygulaması, sağlık kurulu raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi ve kişinin sağlık durumunun en doğru şekilde değerlendirilmesi amacıyla oluşturulmuş bir sistemdir. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
Hakem Hastane Seçimi: Hakem hastaneler, Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş, genellikle eğitim ve araştırma hastaneleri veya üniversite hastaneleri arasından belirlenir. İl Sağlık Müdürlüğü, kişiyi ikamet ettiği bölgeye en yakın hakem hastaneye sevk eder.
Hakem Hastane Raporunun Niteliği: Hakem hastaneden alınan sağlık kurulu raporu kesin ve bağlayıcı niteliktedir. Bu rapor, önceki raporlardaki çelişkileri ortadan kaldırır ve kişinin sağlık durumuna ilişkin nihai değerlendirmeyi içerir.
Yeni Rapor Başvuru Süresi: Hakem hastane raporu sonrasında, aynı gereksinim alanı için yeni bir rapor başvurusu en erken 6 ay sonra yapılabilir. Bu süre, kişinin sağlık durumunda anlamlı bir değişiklik olması için gereken minimum zamanı temsil etmektedir.
Süreli Raporların Yenilenmesi: Sağlık kurulu raporları "sürekli" veya "süreli" olarak düzenlenebilir. Sürekli raporlar ömür boyu geçerli olurken, süreli raporlar belirtilen süre kadar geçerlidir. Süreli raporlarda, süre bitimine 6 aydan az bir zaman kaldığında yenileme başvurusu yapılabilir.
Hakem Hastane Raporuna İtiraz: Hakem hastane raporu kesin nitelikte olmakla birlikte, bu rapora karşı idare mahkemesinde dava açma hakkı bulunmaktadır. Dava açma süresi genellikle raporun tebliğinden itibaren 60 gündür.
Danıştay'ın çeşitli kararlarında, sağlık kurulu raporları arasındaki çelişkilerin hakem hastaneden alınacak raporla giderilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Örneğin, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 26.03.2014 tarih, E.2013/415, K.2014/182 sayılı kararında, engellilik raporları arasındaki çelişkinin hakem hastaneden alınacak yeni raporla giderilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Hakem hastane uygulaması, sağlık kurulu raporlarının objektif ve adil bir şekilde düzenlenmesini sağlayan önemli bir mekanizmadır. Bu sistem, kişilerin sağlık durumlarının doğru değerlendirilmesini ve hak kayıplarının önlenmesini amaçlamaktadır. İtiraz sürecinin doğru yönetilmesi ve hakem hastane uygulamasının etkin kullanılması, kişilerin sağlık haklarını korumalarında büyük önem taşımaktadır.
Sağlık Kurulu Raporlarına Karşı Yargı Yolu
Sağlık kurulu raporları, kişilerin sağlık durumlarını resmi olarak belgeleyen ve birçok yasal hakkın kullanımında temel teşkil eden önemli dokümanlardır. Ancak bazen bu raporlar, kişinin gerçek sağlık durumunu tam olarak yansıtmayabilir veya teknik hatalar içerebilir. İtiraz sürecinde hakem hastane aşamasından sonra alınan raporlar kesin ve bağlayıcı olsa da, hukuk devleti ilkesi gereği bu kararlara karşı da yargı yolu açıktır. Bu bölümde, sağlık kurulu raporlarına karşı idari yargıda dava açma süreci ve bilirkişi ataması konuları detaylı olarak ele alınacaktır.
İdare Mahkemesinde Dava Açma
Sağlık kurulu raporlarına karşı idari yargı yoluna başvurulması, temel bir hukuki haktır. Hakem hastane tarafından verilen raporlar, idari işlem niteliğinde olduğundan, bu raporlara karşı İdare Mahkemesinde iptal davası açılabilir. İdare mahkemesinde dava açma süresi, genel olarak 60 gün olarak belirlenmiştir. Bu süre, hakem hastane raporunun ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar.
Özel durumlarda farklı süreler söz konusu olabilir. Örneğin, Polis Meslek Eğitim Merkezleri (POMEM), Polis Amirleri Eğitim Merkezi (PAEM) ve Polis Meslek Yüksek Okulu (PMYO) başvurularında alınan sağlık kurulu raporlarına karşı da aynı şekilde 60 günlük dava açma süresi geçerlidir.
İdare mahkemesinde dava açarken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
- Dava dilekçesinde davacının kimlik ve iletişim bilgileri eksiksiz olarak belirtilmelidir.
- Davalı idare (genellikle raporu veren sağlık kuruluşu veya Sağlık Bakanlığı) açıkça yazılmalıdır.
- İptal edilmesi istenen sağlık kurulu raporunun tarih ve sayısı belirtilmelidir.
- Dava konusu rapor ve itiraz sürecinde alınan diğer raporlar dilekçeye eklenmelidir.
- Raporun hangi yönlerden hukuka aykırı olduğu gerekçeleriyle açıklanmalıdır.
- Varsa, kişinin sağlık durumunu destekleyen diğer tıbbi belgeler de sunulmalıdır.
Dava dilekçesinde, sağlık kurulu raporunun neden gerçeği yansıtmadığı veya hatalı olduğu somut gerekçelerle açıklanmalıdır. Sadece "rapor yanlıştır" demek yeterli olmayacaktır. Örneğin, "raporda belirtilen engellilik oranının gerçek durumumu yansıtmadığı, çünkü X hastalığımın Y derecede fonksiyon kaybına neden olduğu, ancak bunun raporda dikkate alınmadığı" gibi spesifik itiraz noktaları belirtilmelidir.
Dava açılırken harç ve masrafların yatırılması gerektiği unutulmamalıdır. Maddi durumu yetersiz olan kişiler için adli yardım talebinde bulunma imkanı da mevcuttur.
Bilirkişi Ataması
Sağlık kurulu raporlarına ilişkin davalarda, uyuşmazlığın çözümü genellikle özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkemeler bilirkişi incelemesi yaptırma yoluna gitmektedir. Bilirkişi ataması konusunda Danıştay'ın yerleşik içtihatları bulunmaktadır.
Danıştay kararlarına göre, sağlık kurulu raporlarına ilişkin davalarda tek bir hekim bilirkişi olarak atanamaz. Bilirkişi incelemesi, mutlaka ilgili uzmanlık alanlarını içeren bir kurul tarafından yapılmalıdır. Bu yaklaşım, sağlık kurulu raporlarının da bir kurul tarafından verilmesi gerçeğiyle uyumludur.
Özellikle engellilik raporlarına ilişkin davalarda, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 26.03.2014 tarih, E.2013/415, K.2014/182 sayılı kararında belirtildiği üzere, raporlar arasındaki çelişkinin hakem hastaneden alınacak yeni bir raporla giderilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Danıştay 9. Dairesi'nin 20.02.2018 tarih, E.2016/2563, K.2018/900 sayılı kararında da, engellilik tespitinin "engelli sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hakem hastaneler"den alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu kararlarda dikkat çeken husus, bilirkişi olarak Adli Tıp Kurumu yerine, ilgili yönetmelik uyarınca hakem hastanelerden birinden rapor alınması gerektiğinin vurgulanmasıdır.
Mahkemeler, bilirkişi raporlarını değerlendirirken bağlı olmamakla birlikte, Danıştay'ın yaklaşımı, sağlık kurulu kararlarının teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi kurul raporlarına uyma eğilimindedir. Danıştay, rapordaki eksikliklere yönelik ek veya yeni rapor istenmeden, bilirkişi raporundaki orandan farklı yönde karar alınmasını hukuka uygun bulmamaktadır.
Ancak, Danıştay'ın sağlık kurulu raporlarını konu edinen davalarda yeni bir bilirkişi raporu düzenlenmesini talep etmesi, bazı durumlarda hukukilik denetiminin sınırlarını aşarak Anayasa'nın 125. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesindeki "idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemez" hükmüne aykırılık oluşturabilmektedir. Bu nedenle, mahkemelerin bilirkişi raporlarını değerlendirirken, hukukilik denetiminin sınırları içinde kalması önem taşımaktadır.
Sağlık kurulu raporlarına karşı açılan davalarda, mahkemeler genellikle davacının yeniden muayene edilmesini ve güncel sağlık durumunun değerlendirilmesini istemektedir. Bu değerlendirme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporu, mahkemenin kararına esas teşkil etmektedir. Mahkeme, bilirkişi raporunu yeterli görmezse, ek rapor isteyebilir veya yeni bir bilirkişi heyeti atayabilir.
Dava sonucunda mahkeme, sağlık kurulu raporunun iptaline karar verirse, idare yeni bir sağlık kurulu raporu düzenlemekle yükümlü olacaktır. Bu yeni rapor, mahkeme kararındaki gerekçeler dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
Danıştay'ın Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Yaklaşımı
Sağlık kurulu raporlarına ilişkin uyuşmazlıklar, idari yargı mercilerinin önüne sıklıkla gelmektedir. Bu uyuşmazlıklarda Danıştay'ın yaklaşımı, hem vatandaşlar hem de hukukçular açısından büyük önem taşımaktadır. Danıştay, sağlık kurulu raporlarına ilişkin davalarda genellikle teknik bilgi gerektiren konularda bilirkişi raporlarına başvurmakta ve bu raporlara uyma eğilimi göstermektedir. Ancak bu süreçte izlenmesi gereken usul ve esaslar konusunda önemli içtihatlar oluşturmuştur.
Bilirkişi Atanmasına İlişkin Danıştay İçtihatları
Sağlık kurulu raporlarına ilişkin davalarda, bilirkişi ataması konusu kritik öneme sahiptir. Danıştay'ın yerleşik içtihatlarına göre, sağlık kurulu kararları dava konusu olduğunda, bilirkişi olarak tek bir hekim atanamaz; mutlaka bir kurul olması gerekmektedir. Bu yaklaşım, sağlık kurulu raporlarının çeşitli uzmanlık alanlarını ilgilendiren karmaşık tıbbi değerlendirmeler içermesinden kaynaklanmaktadır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 26.03.2014 tarih, E.2013/415, K.2014/182 sayılı kararı, bu konudaki önemli içtihatlardan biridir. Bu kararda Danıştay, engellilik raporları arasındaki çelişkinin hakem hastaneden alınacak yeni bir raporla giderilmesi gerektiğini açıkça belirtmiştir. Kararda, "Engellilik durumunun tespitine ilişkin raporlar arasında çelişki bulunması halinde, bu çelişkinin ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca hakem hastaneden alınacak rapor ile giderilmesi gerekmektedir" ifadesi yer almaktadır.
Benzer şekilde, Danıştay 9. Dairesi'nin 20.02.2018 tarih, E.2016/2563, K.2018/900 sayılı kararında da engellilik tespitinin "engelli sağlık kurulu raporu vermeye yetkili hakem hastaneler"den alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu kararda Danıştay, "Engellilik durumunun tespiti, özel uzmanlık gerektiren bir konu olup, bu tespitin ilgili mevzuat uyarınca yetkilendirilmiş sağlık kuruluşları tarafından yapılması zorunludur" değerlendirmesinde bulunmuştur.
Adli Tıp Kurumu Yerine Hakem Hastane Raporlarının Önceliği
Danıştay'ın dikkat çeken bir diğer yaklaşımı, sağlık kurulu raporlarına ilişkin davalarda bilirkişi olarak Adli Tıp Kurumu yerine, ilgili yönetmelik uyarınca hakem hastanelerden birinden rapor alınması gerektiğini belirtmesidir. Bu yaklaşım, sağlık kurulu raporlarına ilişkin özel mevzuatın öncelikle uygulanması gerektiği anlayışını yansıtmaktadır.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu'nun 08.11.2017 tarih, E.2017/549, K.2017/537 sayılı kararı ve 05.03.2014 tarih, E.2013/227, K.2014/150 sayılı kararı da bu yaklaşımı destekler niteliktedir. Bu kararlarda Danıştay, sağlık kurulu raporlarına ilişkin uyuşmazlıklarda, ilgili yönetmelikler çerçevesinde belirlenen hakem hastanelerin görüşünün alınmasının, uyuşmazlığın çözümü için daha uygun olduğunu vurgulamıştır.
Bilirkişi Raporlarına Uyma Eğilimi ve Eleştiriler
Danıştay'ın sağlık kurulu raporlarına ilişkin davalarda bilirkişi kurul raporlarına uyma eğilimi, bazı hukukçular tarafından eleştirilmektedir. Bu eleştirilerin temelinde, Danıştay'ın rapordaki eksikliklere yönelik ek veya yeni rapor istenmeden bilirkişi raporundaki orandan farklı yönde karar alınmasını hukuka uygun bulmaması yatmaktadır.
Özellikle, Danıştay'ın sağlık kurulu raporlarını konu edinen davalarda yeni bir bilirkişi raporu düzenlenmesini talep etmesinin, hukukilik denetiminin sınırlarını aşarak Anayasa'nın 125. maddesi ve İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesindeki "idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemez" hükmüne aykırılık oluşturabileceği ileri sürülmektedir.
Bu eleştirilere rağmen, Danıştay'ın yaklaşımının temelinde, sağlık kurulu raporlarının teknik bilgi gerektiren niteliği ve bu konudaki değerlendirmelerin ancak uzman sağlık kurulları tarafından yapılabileceği anlayışı yatmaktadır. Danıştay, idari yargı mercilerinin tıbbi konularda doğrudan değerlendirme yapma yetkisinin bulunmadığını, bu konularda uzman kurulların görüşlerinin alınması gerektiğini vurgulamaktadır.
Danıştay Kararlarının Sağlık Kurulu Raporlarına İtiraz Sürecindeki Önemi
Danıştay'ın sağlık kurulu raporlarına ilişkin kararları, itiraz sürecinin nasıl yürütülmesi gerektiği konusunda önemli ipuçları sunmaktadır. Bu kararlar ışığında, sağlık kurulu raporlarına itiraz eden vatandaşların ve bu itirazları değerlendiren idari makamların, ilgili yönetmelikler çerçevesinde belirlenen hakem hastanelerin görüşlerini almaları büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca, idare mahkemelerinde açılan davalarda, bilirkişi incelemesi yapılması talep edilirken, Danıştay'ın bu konudaki yaklaşımının dikkate alınması, davaların daha sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılmasına katkı sağlayacaktır.
Sonuç ve Değerlendirme
Sağlık kurulu raporlarına itiraz süreci, hem idari hem de yargısal aşamaları içeren karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte, Danıştay'ın yaklaşımı, özellikle bilirkişi ataması ve hakem hastane uygulaması konularında yol gösterici niteliktedir. Danıştay'ın yerleşik içtihatları, sağlık kurulu raporlarına ilişkin uyuşmazlıkların çözümünde, ilgili yönetmelikler çerçevesinde belirlenen hakem hastanelerin görüşlerinin alınmasının önemini vurgulamaktadır. Bu yaklaşım, vatandaşların sağlık durumlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve haklarının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Sağlık kurulu raporlarına itiraz eden vatandaşların, bu süreçte Danıştay'ın yaklaşımını dikkate almaları, haklarını daha etkin bir şekilde savunmalarına katkı sağlayacaktır.