
Arabuluculuk Süreci Nasıl İşler
Arabuluculuk süreci, hukuki uyuşmazlıkları mahkeme yoluna başvurmadan çözmenin etkili bir yoludur. Bu makalede arabuluculuk sürecinin nasıl işlediği, başvuru koşulları, arabulucu seçimi, zorunlu arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklar ve sürecin aşamalarını detaylı olarak inceliyoruz. Hukuki uyuşmazlıklarınızda zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan bu alternatif çözüm yöntemini yakından tanıyın.
Arabuluculuk Kavramı ve Türleri
Arabuluculuk, günümüz hukuk sisteminde giderek daha fazla önem kazanan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkların, yargı yoluna başvurmadan önce veya dava sürecinde, tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişi olan arabulucu eşliğinde çözüme kavuşturulmasını amaçlar. Bu süreç, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile yasal çerçeveye kavuşturulmuştur.
Arabuluculuk, özünde tarafların kendi çözümlerini kendilerinin üretmesine dayanan, gönüllülük esasına bağlı bir süreçtir. Arabulucu, taraflara çözüm dayatmaz veya karar vermez; bunun yerine, taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırarak onların kendi çözümlerini bulmalarına yardımcı olur. Bu yönüyle arabuluculuk, klasik yargılama sürecinden farklılaşır ve tarafların menfaatlerini ön planda tutan bir yaklaşım sunar.
Türk hukuk sisteminde arabuluculuk, uygulama biçimine göre iki ana türe ayrılmaktadır: İhtiyari (isteğe bağlı) arabuluculuk ve dava şartı arabuluculuk.
İhtiyari Arabuluculuk
İhtiyari arabuluculuk, adından da anlaşılacağı üzere, tamamen tarafların özgür iradelerine dayalı bir süreçtir. Bu tür arabuluculukta, uyuşmazlığın tarafları kendi istekleriyle arabuluculuk yoluna başvururlar. Taraflardan biri diğerine arabuluculuk teklifinde bulunabilir ve diğer tarafın bu teklifi 30 gün içinde kabul etmesi halinde süreç başlar.
İhtiyari arabuluculuk, herhangi bir hukuki uyuşmazlık türünde tercih edilebilir. Özellikle aile hukuku, miras hukuku, komşuluk ilişkileri gibi alanlarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu tür arabuluculukta, taraflar arabulucuyu kendileri seçebilir veya Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı'nın resmi listesinden bir arabulucu belirleyebilirler.
İhtiyari arabuluculuğun en önemli avantajlarından biri, tarafların süreci istedikleri zaman başlatabilmeleri ve sonlandırabilmeleridir. Ayrıca, dava açılmadan önce olabileceği gibi, dava açıldıktan sonra da arabuluculuğa başvurulabilir. Dava açıldıktan sonra arabuluculuğa başvurulması halinde, mahkeme yargılamayı 3+3 ay süreyle erteleyebilir.
Dava Şartı Arabuluculuk
Dava şartı arabuluculuk, belirli uyuşmazlık türlerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının zorunlu olduğu bir arabuluculuk türüdür. Arabuluculuk Kanunu m.18/A'da düzenlenen bu sistem, belirli alanlarda mahkemelerin iş yükünü azaltmak ve uyuşmazlıkların daha hızlı ve ekonomik şekilde çözülmesini sağlamak amacıyla getirilmiştir.
Dava şartı arabuluculuk, aşağıdaki alanlarda uygulanmaktadır:
İş uyuşmazlıkları: 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3 uyarınca, işçi alacakları, tazminatlar ve işe iade davaları gibi iş uyuşmazlıklarında dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. Ancak iş kazası ve meslek hastalıklarından kaynaklanan tazminat talepleri bu zorunluluğun dışında tutulmuştur.
Ticari uyuşmazlıklar: TTK m.5/A gereğince, konusu para olan alacak ve tazminat talepleri içeren ticari davalarda dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur.
Tüketici uyuşmazlıkları: TKHK m.73/A kapsamında, belirli istisnalar dışında tüketici mahkemelerinin görev alanına giren uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunludur. Ancak taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar ve tüketici hakem heyetinin görev alanına giren uyuşmazlıklar bu zorunluluğun dışındadır.
Dava şartı arabuluculukta, arabuluculuk sürecinin normal şartlarda 3 hafta, zorunlu hallerde ise 4 hafta içinde tamamlanması gerekmektedir. Süreç sonunda anlaşma sağlanamazsa, arabulucu tarafından düzenlenen son tutanak ile birlikte 14 gün içinde dava açılabilir.
Dava şartı arabuluculukta, arabuluculuk bürosuna başvuru yapılır ve arabulucu, UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak atanır. Taraflar, atanan arabulucuyu kabul edebilecekleri gibi, anlaşarak başka bir arabulucu da seçebilirler.
Dava şartı arabuluculuğun en önemli özelliği, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması halinde, HMK m.115 uyarınca mahkemenin davayı usulden reddetmesidir. Ancak Yargıtay'ın emsal kararlarında belirtildiği üzere, görevsiz mahkemede açılan davada arabuluculuğa başvurulmamış olsa bile, görevsizlik kararı üzerine dosya görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabuluculuk süreci tamamlanıp tutanak dosyaya sunulmuşsa, dava şartı arabuluculuk yerine getirilmiş sayılır.
Arabuluculuk, hem ihtiyari hem de dava şartı olarak, tarafların menfaatlerini gözeten, hızlı, ekonomik ve etkili bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak Türk hukuk sisteminde giderek daha fazla kabul görmekte ve uygulanmaktadır.
Arabuluculuk Sürecinin Aşamaları
Arabuluculuk, tarafların uyuşmazlıklarını mahkeme sürecine girmeden çözebilmelerine olanak sağlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu süreç, belirli aşamalardan oluşur ve her aşamanın kendine özgü özellikleri bulunmaktadır. Arabuluculuk sürecinin doğru işleyebilmesi için bu aşamaların iyi anlaşılması büyük önem taşır.
Başvuru ve Arabulucu Seçimi
Arabuluculuk süreci, taraflardan birinin arabuluculuğa başvurmasıyla başlar. Başvuru şekli, arabuluculuğun türüne göre farklılık gösterir:
İhtiyari (İsteğe Bağlı) Arabuluculukta:
- Taraflardan biri diğerine arabuluculuk teklifinde bulunur
- Teklifi alan tarafın 30 gün içinde bu teklife olumlu yanıt vermesi gerekir
- Taraflar arabulucuyu birlikte seçebilirler
- Anlaşma sağlanamazsa Arabuluculuk Daire Başkanlığı'nın listesinden bir arabulucu seçilebilir
- Taraflar arabulucu seçiminde anlaşamazlarsa, UYAP sistemi üzerinden otomatik atama yapılır
Dava Şartı Arabuluculukta:
- Başvuru, yetkili arabuluculuk bürosuna yapılır
- Büro, arabulucu görevlendirmesini yapar
- Arabulucu, görevlendirmeyi takip eden üç iş günü içinde tarafları ilk toplantıya davet eder
- Taraflar, arabulucu üzerinde anlaşırlarsa büro bu arabulucuyu görevlendirebilir
Arabulucu seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar arasında arabulucunun uzmanlık alanı, tecrübesi ve tarafsızlığı yer alır. Arabulucunun, uyuşmazlık konusunda bilgi sahibi olması ve taraflar arasında güven oluşturabilecek niteliklere sahip olması önemlidir.
Görüşmelerin Yapılması
Arabulucu seçimi tamamlandıktan sonra, görüşme aşamasına geçilir. Bu aşama, arabuluculuk sürecinin özünü oluşturur:
İlk Toplantı ve Bilgilendirme: Arabulucu, tarafları arabuluculuk süreci hakkında bilgilendirir, rolünü açıklar ve sürecin gizliliği konusunda tarafları uyarır.
Tarafların Görüşlerini Bildirmesi: Her bir taraf, uyuşmazlık konusundaki görüşlerini ve taleplerini sunar.
Taleplerin Belirlenmesi: Taraflar, taleplerini ve bu taleplerin dayanaklarını ortaya koyar.
İletişim Süreci: Arabulucu, taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırır, gerektiğinde ayrı görüşmeler (özel oturum) yapabilir.
Delillerin Sunulması: Taraflar, iddialarını destekleyen belge ve delilleri sunabilirler. Ancak gizlilik ilkesi gereği, bu belgeler daha sonra dava sürecinde kullanılamaz.
Dava şartı arabuluculukta, sürecin normal şartlarda 3 hafta içinde tamamlanması gerekir. Zorunlu hallerde arabulucu, bu süreyi 1 hafta daha uzatabilir. Bu süre sınırlaması, arabuluculuk sürecinin uzamasını önlemek ve etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla getirilmiştir.
Görüşmeler sırasında arabulucu:
- Tarafsız ve bağımsız bir tutum sergiler
- Tarafları yönlendirmez, sadece iletişimi kolaylaştırır
- Gerektiğinde bilgilendirme yapar
- Çözüm önerilerinin taraflardan gelmesini sağlar
- Gizlilik ilkesine uygun hareket eder
Anlaşma Sağlanması ve Belgelendirme
Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda iki olasılık vardır: anlaşma sağlanması veya anlaşma sağlanamaması.
Anlaşma Sağlanması Durumunda:
- Tarafların üzerinde mutabık kaldığı hususlar bir anlaşma belgesine dökülür
- Anlaşma belgesi 3 nüsha halinde hazırlanır
- Belge, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır
- İmzalanan anlaşma belgesi, taraflar için bağlayıcıdır
- Taraflar isterse, anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilebilir
- İcra edilebilirlik şerhi, anlaşma belgesine ilam niteliği kazandırır
Anlaşma Sağlanamaması Durumunda:
- Arabulucu, anlaşma sağlanamadığına dair son tutanağı düzenler
- Taraflar, arabuluculuk sürecinin sona ermesinden itibaren 14 gün içinde dava açabilirler
- Bu süre, hak düşürücü süre değil, dava açma süresidir
- Dava açma süresi içinde dava açılmazsa, zamanaşımı veya hak düşürücü sürelerin işlemeye devam ettiği unutulmamalıdır
Anlaşma belgesinin içeriği, tarafların üzerinde anlaştıkları tüm hususları kapsamalıdır. Belge açık, anlaşılır ve uygulanabilir olmalıdır. Anlaşma belgesinde yer alan hükümler, tarafların hak ve yükümlülüklerini net bir şekilde ortaya koymalıdır.
Arabuluculuk sürecinin başarıyla tamamlanması, tarafların aktif katılımına, arabulucunun becerilerine ve sürecin doğru yönetilmesine bağlıdır. Sürecin her aşamasında gizlilik ilkesine uyulması, tarafların kendilerini güvende hissetmelerini ve daha açık iletişim kurmalarını sağlar. Arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümünde zaman ve maliyet tasarrufu sağlayan, tarafların kendi çözümlerini üretmelerine olanak tanıyan etkili bir yöntemdir.
Dava Şartı Olarak Arabuluculuk ve İstisnalar
Türk hukuk sisteminde son yıllarda alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine verilen önem artmış, bu kapsamda arabuluculuk kurumu bazı uyuşmazlık türlerinde dava şartı haline getirilmiştir. Dava şartı arabuluculuk, belirli hukuki uyuşmazlıklarda mahkemeye başvurmadan önce arabuluculuk yolunun tüketilmesini zorunlu kılan bir düzenlemedir.
Dava Şartı Arabuluculuğun Yasal Dayanağı
Dava şartı arabuluculuk, temel olarak 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi ile düzenlenmiştir. Bu madde, arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olduğu hallerde, arabuluculuk sürecinin nasıl işleyeceğini detaylı olarak açıklamaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m.115 uyarınca, dava şartları mahkemece re'sen (kendiliğinden) incelenir. Dava şartı arabuluculuk kapsamındaki bir uyuşmazlıkta, arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması halinde, mahkeme herhangi bir işlem yapmaksızın davayı usulden reddeder. Ancak mahkeme, arabuluculuk son tutanağının aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulması için davacıya bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde belgenin sunulmaması halinde dava, dava şartı yokluğundan reddedilir.
Dava Şartı Arabuluculuk Kapsamındaki Uyuşmazlıklar
Türk hukuk sisteminde dava şartı arabuluculuk kapsamına giren başlıca uyuşmazlık türleri şunlardır:
İş Uyuşmazlıkları: 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca, işçi alacakları, tazminatlar ve işe iade davaları gibi bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Ticari Uyuşmazlıklar: Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesi gereğince, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Tüketici Uyuşmazlıkları: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 73/A maddesi uyarınca, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur.
Dava Şartı Arabuluculuğun İstisnaları
Dava şartı arabuluculuğun bazı önemli istisnaları bulunmaktadır:
Aile İçi Şiddet İddiası: Aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvuru zorunluluğu yoktur.
İş Kazası ve Meslek Hastalıkları: İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında arabuluculuk dava şartı değildir.
Tüketici Hakem Heyeti Görev Alanı: Tüketici hakem heyetlerinin görev alanına giren uyuşmazlıklarda arabuluculuğa başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.
Taşınmaz Aynından Doğan Tüketici Uyuşmazlıkları: Taşınmazın aynından doğan tüketici uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartı değildir.
İflas Davaları, İhtiyati Haciz ve İhtiyati Tedbir: İflas davalarında ve ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki koruma tedbirlerinde arabuluculuğa başvuru zorunluluğu yoktur.
Dava Açıldıktan Sonra Arabuluculuğa Başvuru
Dava şartı arabuluculuk kapsamında olmayan uyuşmazlıklarda, dava açıldıktan sonra da arabuluculuğa başvurulabilir. Bu durumda, Arabuluculuk Kanunu'nun ilgili hükümleri uyarınca, tarafların birlikte arabuluculuğa başvuracaklarını beyan etmeleri halinde yargılama, mahkemece 3 aya kadar ertelenebilir. Bu süre, tarafların birlikte talep etmesi halinde 3 ay daha uzatılabilir. Böylece toplam 3+3 ay süreyle yargılama ertelenebilir.
Arabuluculuk Sürecinin Tamamlanması ve Dava Açma Süresi
Dava şartı arabuluculuk kapsamındaki uyuşmazlıklarda, arabuluculuk sürecinin tamamlanmasından sonra anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren 14 gün içinde dava açılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğindedir ve sürenin geçirilmesi halinde dava açma hakkı ortadan kalkar.
Arabuluculuk sürecinin başarıyla tamamlanması ve tarafların anlaşmaya varması halinde ise, düzenlenen anlaşma belgesi ilam niteliğinde belge sayılır ve taraflar bu belgeye dayanarak doğrudan icra takibi başlatabilirler.
Görevsiz Mahkemede Açılan Davalarda Arabuluculuk
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2022/4240 E., 2022/6367 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, görevsiz bir mahkemede açılan davada arabuluculuğa başvurulmamış olsa bile, görevsizlik kararı üzerine dosya görevli mahkemeye gönderilmeden önce dava şartı arabuluculuk süreci tamamlanıp tutanak dosyaya sunulmuşsa, dava şartı arabuluculuk yerine getirilmiş sayılır. Bu durumda, davanın usulden reddi kararı verilmesi hatalıdır.
Dava şartı arabuluculuk, Türk hukuk sisteminde mahkemelerin iş yükünü azaltmak, uyuşmazlıkların daha hızlı ve ekonomik şekilde çözülmesini sağlamak amacıyla getirilmiş önemli bir düzenlemedir. Ancak her uyuşmazlık türü için uygun olmayabileceği düşünülerek bazı istisnalar öngörülmüştür. Tarafların, uyuşmazlıklarının niteliğine göre arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olup olmadığını dikkatle değerlendirmeleri ve gerekli yasal sürelere uymaları büyük önem taşımaktadır.
Arabuluculuk Süreci ile İlgili Yargı Kararları
Arabuluculuk kurumunun Türk hukuk sistemine entegrasyonu sürecinde, uygulamada ortaya çıkan çeşitli sorunlar yargı kararlarıyla çözüme kavuşturulmaktadır. Bu kararlar, arabuluculuk sürecinin işleyişine ilişkin önemli içtihatlar oluşturmakta ve uygulayıcılara yol göstermektedir. Özellikle dava şartı arabuluculuk konusunda yargı organlarının verdiği kararlar, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümünde büyük önem taşımaktadır.
Görevsizlik Kararı ve Arabuluculuk İlişkisi
Arabuluculuk sürecinde karşılaşılan önemli sorunlardan biri, görevsiz mahkemede açılan davalarda dava şartı arabuluculuk uygulamasının nasıl değerlendirileceğidir. Bu konuda emsal niteliğinde olan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2022/4240 E., 2022/6367 K. sayılı kararı, uygulamaya ışık tutmaktadır.
Söz konusu kararda Yargıtay, görevsiz bir mahkemede açılan davada arabuluculuğa başvurulmadığı halde, dosya görevli mahkemeye gönderilmeden önce dava şartı arabuluculuk sürecinin tamamlanmasının usuli eksikliği gidereceğine hükmetmiştir. Bu karar, dava şartı arabuluculuk uygulamasının amacına uygun bir şekilde yorumlanması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Kararda öne çıkan husus, görevsizlik kararı kesinleşmeden arabulucuya başvurulup son tutanağın görevli mahkemede davanın açıldığı tarihten önce dosyaya sunulduğu durumda, mahkemenin dava şartı yokluğundan reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğudur. Yargıtay bu durumda kanun yararına bozma kararı vermiştir.
HMK m.20 Kapsamında Değerlendirme
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 20. maddesi, görevsizlik kararı üzerine yapılacak işlemleri düzenlemektedir. Bu maddeye göre, görevsizlik kararı verilmesi halinde, dava dosyası talep üzerine yetkili ve görevli mahkemeye gönderilir. Bu durumda yetkili ve görevli mahkeme, davanın taraflarını duruşmaya davet ederek davaya kaldığı yerden devam eder.
Yargıtay'ın yukarıda bahsedilen kararında, HMK m.20 kapsamında görevsizlik kararı sonrası dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi sürecinde, arabuluculuk şartının yerine getirilmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir. Bu yaklaşım, usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmektedir.
Ticari Davalarda Arabuluculuk ve Yargı Kararları
Türk Ticaret Kanunu'nun 4/1 maddesi ticari davaları tanımlamakta ve bu davaların ticaret mahkemelerinde görüleceğini düzenlemektedir. TTK m.5/A uyarınca, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Yargıtay kararlarında, ticari davalarda arabuluculuk şartının yerine getirilip getirilmediğinin titizlikle incelendiği görülmektedir. Ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin yukarıda bahsedilen kararı, bu şartın katı bir şekilde uygulanmasının her zaman adil sonuçlar doğurmayabileceğini göstermektedir.
Dava Şartı Arabuluculuk ve Usuli Eksikliklerin Giderilmesi
Yargıtay'ın emsal kararları, dava şartı arabuluculuk uygulamasında usuli eksikliklerin nasıl giderileceği konusunda da yol göstericidir. Özellikle görevsiz mahkemede açılan davalarda, görevsizlik kararı sonrası arabuluculuk sürecinin tamamlanmasının usuli eksikliği gidereceği kabul edilmektedir.
Bu yaklaşım, Arabuluculuk Kanunu m.18/A'nın amacına da uygundur. Zira kanun koyucu, arabuluculuk kurumunu uyuşmazlıkların çözümünde etkin bir yöntem olarak öngörmüş ve dava şartı olarak düzenlemiştir. Ancak bu şartın katı bir şekilde uygulanması, bazı durumlarda hak kayıplarına yol açabilir.
Yargıtay'ın Yaklaşımının Değerlendirilmesi
Yargıtay'ın görevsiz mahkemede açılan davalarda arabuluculuk şartının yerine getirilmesine ilişkin yaklaşımı, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğü açısından olumlu bir gelişmedir. Bu yaklaşım, dava şartı arabuluculuk uygulamasının amacına uygun bir şekilde yorumlanması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Özellikle görevsizlik kararı sonrası dosya görevli mahkemeye gönderilmeden önce arabuluculuk sürecinin tamamlanmasının usuli eksikliği gidereceğinin kabul edilmesi, tarafların gereksiz zaman ve masraf kaybını önlemektedir. Bu durum, arabuluculuk kurumunun etkinliğini artırmakta ve yargı sisteminin iş yükünü azaltmaktadır.
Sonuç ve Genel Değerlendirme
Arabuluculuk süreci, Türk hukuk sisteminde giderek daha fazla önem kazanan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Bu sürecin işleyişine ilişkin yargı kararları, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümünde büyük önem taşımaktadır. Özellikle Yargıtay'ın görevsiz mahkemede açılan davalarda arabuluculuk şartının yerine getirilmesine ilişkin yaklaşımı, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğü açısından olumlu bir gelişmedir.
Arabuluculuk sürecinin başvuru aşamasından anlaşma belgesinin düzenlenmesine kadar tüm aşamalarında, tarafların ve arabulucunun dikkat etmesi gereken hususlar bulunmaktadır. Bu süreçte yargı kararlarının yol gösterici rolü büyüktür. Arabuluculuk kurumunun etkin bir şekilde işleyebilmesi için, yargı organlarının verdiği kararların takip edilmesi ve uygulamada dikkate alınması gerekmektedir. Böylece arabuluculuk, uyuşmazlıkların çözümünde daha etkin bir yöntem olarak işlev görecek ve yargı sisteminin iş yükünün azaltılmasına katkı sağlayacaktır.