
Yeni Yargı Paketi Neler Getiriyor ?
Türk hukuk sisteminde köklü değişiklikler getiren 9. Yargı Paketi, 14 Kasım 2024 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Arabuluculuk sisteminden hakaret suçlarının yargılanma usullerine, soybağı davalarından adli yardım sistemine kadar birçok alanda düzenlemeler içeren paket, vatandaşların hukuki haklarını ve yargı süreçlerini doğrudan etkileyecek nitelikte. Özellikle uzlaştırma ve arabuluculuk alanında getirilen yenilikler, yargının iş yükünü azaltmayı ve davaların daha hızlı sonuçlanmasını hedefliyor.
Arabuluculuk Sistemindeki Değişiklikler
Türk hukuk sisteminde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin en önemlilerinden biri olan arabuluculuk, 9. Yargı Paketi ile önemli değişikliklere uğramıştır. 14 Kasım 2024 tarihli ve 32722 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 7531 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile arabuluculuk sisteminde etkinliği artıracak ve süreci hızlandıracak yeni düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Bu değişiklikler, yargının iş yükünü azaltmayı ve uyuşmazlıkların daha hızlı ve ekonomik şekilde çözülmesini hedeflemektedir.
Taşınmaz Devri Kolaylığı
Arabuluculuk sisteminde yapılan en dikkat çekici değişikliklerden biri, taşınmaz devri işlemlerinin kolaylaştırılmasıdır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na (HUAK) eklenen 18/B-5 maddesi ile taşınmaz mülkiyetinin devri konusunda önemli bir yenilik getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, taşınmaz devrine ilişkin arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi sonrasında, tapu müdürlüğünden resmi senet düzenlenmeksizin doğrudan tescil talep edilebilecektir.
Bu değişiklik öncesinde, arabuluculuk sonucunda taşınmaz devri kararlaştırılsa bile, tarafların notere giderek resmi senet düzenletmeleri gerekiyordu. Yeni düzenleme ile bu aşama ortadan kaldırılarak:
- İşlem süresi kısaltılmıştır
- Noterlik masrafları azaltılmıştır
- Bürokrasi hafifletilmiştir
- Taşınmaz devirlerinde arabuluculuk yolunun tercih edilmesi teşvik edilmiştir
Bu sayede, taşınmaz uyuşmazlıklarında arabuluculuk yoluna başvuran vatandaşlar, anlaşmaya vardıktan sonra mahkemeden icra edilebilirlik şerhi alarak doğrudan tapu müdürlüğüne başvurabilecek ve mülkiyet devrini gerçekleştirebileceklerdir.
Toplantıya Katılmama Yaptırımları
- Yargı Paketi ile getirilen bir diğer önemli değişiklik, arabuluculuk toplantılarına katılmama durumunda uygulanacak yaptırımların ağırlaştırılmasıdır. Yeni düzenlemeye göre, arabuluculuk toplantısına katılmayan taraf, davada haklı çıksa bile karşı tarafın yargılama giderlerinin yarısından sorumlu olacak ve lehine vekalet ücretinin sadece yarısına hükmedilecektir.
Bu düzenleme, arabuluculuk sürecinin etkinliğini artırmayı ve tarafların sürece aktif katılımını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Önceki uygulamada, arabuluculuk toplantılarına katılmama durumunda yeterince caydırıcı yaptırımlar bulunmadığından, bazı taraflar süreci ciddiye almayabiliyordu. Yeni düzenleme ile:
- Arabuluculuk sürecine katılım teşvik edilmektedir
- Tarafların uzlaşma imkanlarını değerlendirmeleri sağlanmaktadır
- Dava yoluna gidilmeden çözüm bulunması olasılığı artırılmaktadır
- Yargının iş yükünün azaltılması hedeflenmektedir
Örneğin, bir alacak uyuşmazlığında arabuluculuk toplantısına katılmayan borçlu, dava sonucunda haklı çıksa bile karşı tarafın yargılama giderlerinin yarısını ödemek zorunda kalacak ve kendi lehine hükmedilecek vekalet ücretinin de sadece yarısını alabilecektir. Bu durum, tarafları arabuluculuk sürecine katılmaya ve uzlaşma imkanlarını değerlendirmeye teşvik edecek niteliktedir.
Kıdemli Avukatlara Muafiyet
- Yargı Paketi'nin arabuluculuk sistemine getirdiği bir diğer önemli yenilik, meslekte 20 yıl kıdemi olan avukatlara arabuluculuk sınavından muafiyet tanınmasıdır. Arabuluculuk Kanunu'nun 20. maddesinde yapılan değişiklikle, 20 yıl kıdemli avukatlar arabuluculuk yazılı sınavından muaf tutulacak, sadece arabuluculuk eğitimini tamamlamaları yeterli olacaktır.
Bu düzenleme, uzun yıllar hukuk mesleğini icra eden ve mesleki tecrübe kazanan avukatların arabuluculuk sistemine daha kolay dahil olmalarını sağlayarak, sistemin nitelikli arabulucu sayısını artırmayı hedeflemektedir. Kıdemli avukatların:
- Mesleki bilgi ve tecrübeleri
- Uyuşmazlık çözümündeki deneyimleri
- Hukuki süreçlere hakimiyetleri
göz önünde bulundurularak, bu avukatların arabuluculuk sistemine kazandırılması amaçlanmıştır. Böylece, arabuluculuk sisteminin kalitesi artırılırken, kıdemli avukatlara da yeni bir çalışma alanı sunulmuştur.
Arabuluculuk eğitimini tamamlayan 20 yıl kıdemli avukatlar, yazılı sınava girmeden doğrudan Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı'na başvurarak arabuluculuk siciline kayıt olabileceklerdir. Bu düzenleme, arabuluculuk sistemine tecrübeli hukukçuların katılımını artırarak, sistemin etkinliğini ve kalitesini yükseltmeyi hedeflemektedir.
7531 sayılı Kanun ile getirilen bu değişiklikler, arabuluculuk sisteminin daha etkin ve yaygın kullanımını sağlayarak, yargının iş yükünün azaltılmasına ve uyuşmazlıkların daha hızlı ve ekonomik şekilde çözülmesine katkıda bulunacaktır. Taşınmaz devirlerinin kolaylaştırılması, toplantılara katılımın teşvik edilmesi ve kıdemli avukatlara sağlanan muafiyetler, arabuluculuk sisteminin Türk hukuk sistemindeki yerini güçlendiren önemli adımlardır.
Ceza Yargılaması ve Uzlaştırma Düzenlemeleri
9. Yargı Paketi olarak bilinen 7531 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile ceza yargılaması ve uzlaştırma süreçlerinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu düzenlemeler, özellikle hakaret suçlarının yargılanması, uzlaştırmacı olma koşulları ve uzlaşma sürecinin işleyişi konularında yeni yaklaşımlar getirmektedir. Bu değişiklikler, yargı sisteminin daha etkin ve hızlı işlemesini sağlamak amacıyla tasarlanmıştır.
Hakaret Suçunda Yeni Düzenlemeler
Türk Ceza Kanunu'nun hakaret suçunu düzenleyen 125. maddesinde yapılan değişiklikler, bu suçun yargılanma usulünde önemli farklılıklar yaratmıştır. Yeni düzenlemeyle birlikte, sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle işlenen hakaret suçları uzlaştırma kapsamından çıkarılarak ön ödeme kapsamına alınmıştır. Bu değişiklik, hakaret suçlarının daha hızlı bir şekilde sonuçlandırılmasını amaçlamaktadır.
Hakaret suçlarında şikayet süresi konusunda da önemli bir değişiklik yapılmıştır. Yeni düzenlemeye göre, hakaret suçunda şikâyet süresi, fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren en fazla 2 yıl olarak belirlenmiştir. Bu süre sınırlaması, hukuki belirsizliklerin önüne geçmeyi ve mağdurların haklarını daha net bir çerçevede korumayı hedeflemektedir.
Ayrıca, hakaret suçunun sesli, yazılı, görüntülü ileti ile veya alenen işlenmesi durumunda önödemeye tabi olacağı, ancak 5 yıl içinde tekrarlanması halinde önödeme uygulanmayacağı hükmü getirilmiştir. Bu düzenleme, tekrarlanan hakaret suçlarına karşı daha caydırıcı bir yaklaşım benimsenmesini sağlamaktadır.
Uzlaştırmacı Olma Şartları
9. Yargı Paketi ile uzlaştırmacı olma koşullarında da önemli değişiklikler yapılmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinde yapılan değişiklikle, uzlaştırmacılık görevi artık sadece hukuk fakültesi mezunları tarafından yapılabilecektir. Bu değişiklik, uzlaştırma sürecinin hukuki niteliğini güçlendirmeyi ve uzlaştırmacıların hukuki bilgi düzeyini artırmayı amaçlamaktadır.
Uzlaştırmacı olma şartlarındaki bu değişiklik, uzlaştırma kurumunun daha profesyonel bir yapıya kavuşturulması yönünde atılmış önemli bir adımdır. Hukuk fakültesi mezunu olmayan mevcut uzlaştırmacıların durumu ise geçiş hükümleriyle düzenlenmiştir. Bu değişiklik, uzlaştırma sürecinin hukuki kalitesini artırarak, taraflar arasında daha adil ve hukuka uygun çözümler üretilmesini sağlayacaktır.
Uzlaştırmacıların eğitimi ve denetimi konusunda da yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeler, uzlaştırmacıların mesleki yeterliliklerinin artırılmasını ve uzlaştırma sürecinin daha etkin bir şekilde yürütülmesini hedeflemektedir.
Uzlaşma Süreci
Uzlaşma sürecinin işleyişinde de önemli değişiklikler yapılmıştır. Yeni düzenlemeyle birlikte, uzlaşma teklifi cevap süresi 3 günden 7 güne çıkarılmış olup, bu süre içinde cevap verilmemesi halinde teklifin reddedilmiş sayılacağı hükmü getirilmiştir. Bu değişiklik, tarafların uzlaşma teklifini değerlendirmek için daha fazla zamana sahip olmalarını sağlayarak, daha sağlıklı kararlar vermelerine olanak tanımaktadır.
Ayrıca, uzlaşma sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağı düzenlenmiştir. Bu hüküm, uzlaşma kurumunun amacına uygun olarak, uyuşmazlığın tüm yönleriyle çözüme kavuşturulmasını ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tamamen sonlandırılmasını hedeflemektedir.
Uzlaşma sürecinde yapılan bir diğer önemli değişiklik ise, hakaret suçunun (TCK 125/2) uzlaştırma kapsamından çıkarılması olmuştur. Bu değişiklik, hakaret suçlarının niteliği ve toplumsal etkisi göz önünde bulundurularak yapılmıştır.
Uzlaşma sürecinin daha etkin ve verimli bir şekilde işlemesini sağlamak amacıyla, uzlaştırmacıların görev ve yetkileri de yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, uzlaştırmacıların taraflar arasında daha etkili bir arabuluculuk yapabilmelerini ve uyuşmazlıkların daha hızlı ve adil bir şekilde çözüme kavuşturulmasını amaçlamaktadır.
9. Yargı Paketi ile getirilen bu düzenlemeler, ceza yargılaması ve uzlaştırma süreçlerinin daha etkin, hızlı ve adil bir şekilde işlemesini sağlayarak, yargı sisteminin iş yükünün azaltılmasına ve adaletin daha hızlı tecelli etmesine katkıda bulunacaktır. Özellikle hakaret suçlarının yargılanması ve uzlaştırma kurumunun işleyişi konularında yapılan değişiklikler, hukuk sistemimizin çağdaş gelişmelere uyum sağlaması açısından önemli adımlar olarak değerlendirilmektedir.
Medeni Hukuk ve Soybağı Düzenlemeleri
- Yargı Paketi kapsamında Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişiklikler, özellikle soybağı hukuku alanında önemli yenilikler getirmektedir. Bu düzenlemeler, toplumsal ihtiyaçlar ve hukuki eşitlik ilkesi doğrultusunda, anne ve çocuk haklarını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Soybağı hukuku, kişinin kimliğini ve aile bağlarını belirleyen temel bir hukuk alanı olduğundan, bu değişiklikler birçok vatandaşın hayatını doğrudan etkileyecek niteliktedir.
Anneye Soybağını Reddetme Hakkı
Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde yapılan değişiklik ile soybağının reddi davası açma hakkı artık annelere de tanınmıştır. Bu düzenleme öncesinde, soybağının reddi davası açma hakkı yalnızca koca, çocuk ve Cumhuriyet Savcısı'na tanınmıştı. Yeni düzenleme ile birlikte, annenin de bu davayı açabilmesi, kadınların hukuki statüsünü güçlendiren önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
TMK Madde 289'da yapılan değişiklikle, soybağının reddi davasında dava açma süresinin anne için doğumdan itibaren başlayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, anne doğumdan itibaren 1 yıl içinde soybağının reddi davası açabilecektir. Bu süre, annenin hak arama özgürlüğünü kullanabilmesi için makul bir zaman dilimi olarak belirlenmiştir.
Soybağının reddi davası, evlilik içinde doğan çocuğun biyolojik babasının koca olmadığının iddia edildiği durumlarda açılmaktadır. Yeni düzenleme ile anne, evlilik birliği içinde doğan ancak genetik olarak eşinden olmayan çocuğun soybağını reddedebilecektir. Bu hak, annenin çocuğun gerçek babasıyla soybağı kurulmasını sağlama imkanını getirmektedir.
Soybağının reddi davası sonucunda, çocuk ile baba arasındaki hukuki bağ ortadan kalkmakta ve çocuk babanın mirasçısı olmaktan çıkmaktadır. Aynı zamanda, çocuğun nafaka hakkı da sona ermektedir. Bu nedenle, soybağının reddi davası açılırken, çocuğun üstün yararının gözetilmesi büyük önem taşımaktadır.
TMK Madde 291'de yapılan değişiklikle, baba olduğunu iddia eden kişi, kocanın altsoyu, anası veya babası; kocanın ölümü, ayırt etme gücünü kaybetmesi veya gaipliği durumunda öğrenmelerinden itibaren 1 yıl içinde soybağının reddi davası açabilir hükmü getirilmiştir. Bu düzenleme, soybağının reddi davasını açabilecek kişilerin kapsamını genişletmekte ve özellikle kocanın ölümü veya ayırt etme gücünü kaybetmesi gibi durumlarda, aile üyelerinin hak arama imkanını sağlamaktadır.
Evlat Edinme Düzenlemeleri
- Yargı Paketi kapsamında evlat edinme konusunda da önemli düzenlemeler yapılmıştır. Evlat edinme, çocuğu olmayan veya başka bir çocuğa ebeveynlik yapmak isteyen kişilerin, bir çocukla hukuki ebeveyn-çocuk ilişkisi kurmasını sağlayan bir kurumdur.
Yeni düzenlemeyle, evlat edinmede nüfus kaydına evlat edinenlerin adları ana-baba olarak yazılacaktır. Bu değişiklik, evlat edinilen çocuğun toplumsal yaşamda herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmaması ve evlat edinen aile ile tam bir bütünleşme sağlaması amacını taşımaktadır.
Evlat edinme işlemlerinde, çocuğun üstün yararı ilkesi esas alınmaktadır. Evlat edinme kararı verilirken, evlat edinecek kişilerin çocuğa bakma ve eğitme yeteneğine sahip olup olmadıkları, ekonomik durumları ve kişilik özellikleri gibi faktörler değerlendirilmektedir.
Evlat edinme işlemi sonucunda, evlat edinilen çocuk ile evlat edinenler arasında soybağı kurulmakta ve çocuk, evlat edinenlerin mirasçısı olmaktadır. Aynı zamanda, çocuğun öz anne ve babası ile olan soybağı ilişkisi de sona ermektedir.
Yeni düzenlemeler, evlat edinme sürecini daha şeffaf ve adil hale getirmeyi amaçlamaktadır. Evlat edinme başvuruları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından değerlendirilmekte ve uygun görülen başvurular mahkemeye iletilmektedir. Mahkeme, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra evlat edinme kararı vermektedir.
Türk hukuk sisteminde, evlat edinme için belirli şartlar bulunmaktadır. Evlat edinecek kişinin en az 30 yaşında olması veya evli çiftlerin en az 5 yıldır evli olmaları gerekmektedir. Ayrıca, evlat edinilecek çocuğun da evlat edinenden en az 18 yaş küçük olması şartı aranmaktadır.
- Yargı Paketi ile getirilen bu düzenlemeler, Türk aile hukukunda önemli değişiklikler yapmakta ve özellikle anne hakları ile çocuğun üstün yararı ilkesini güçlendirmektedir. Soybağı hukuku ve evlat edinme alanındaki bu yenilikler, modern toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyi ve hukuki eşitliği sağlamayı amaçlamaktadır.
İcra İflas ve Yargılama Usulü Değişiklikleri
9. Yargı Paketi olarak bilinen 7531 sayılı "Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile icra iflas hukuku ve yargılama usullerinde önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler, yargı süreçlerinin daha hızlı ve etkin işlemesini sağlamak, teknolojik gelişmelere uyum sağlamak ve adalet sisteminin işleyişini iyileştirmek amacıyla düzenlenmiştir.
Elektronik Açık Artırma
İcra ve İflas Kanunu'nda yapılan değişikliklerle açık artırma süreçleri tamamen elektronik ortama taşınmıştır. Kanuna eklenen Madde 111/b ile elektronik açık artırma sisteminde önemli bir yenilik getirilmiştir. Buna göre:
- Elektronik açık artırmada son 10 dakika içinde yeni bir teklif verilmesi halinde, artırma süresi otomatik olarak 3 dakika uzayacaktır.
- Bu uzama süresi, toplam 1 saati geçemeyecektir.
Bu düzenleme, açık artırmalarda son dakika tekliflerinin yarattığı sorunları çözmeyi ve daha adil bir rekabet ortamı oluşturmayı amaçlamaktadır. Elektronik ortamda yapılan açık artırmalarda, özellikle değerli malların satışında son dakikalarda verilen teklifler nedeniyle diğer katılımcıların yeterli tepki verme süresi bulamaması sorunu yaşanmaktaydı. Yeni düzenleme ile bu sorun ortadan kaldırılmış, tüm katılımcılara eşit fırsat tanınması hedeflenmiştir.
Ayrıca, elektronik açık artırma sisteminin tamamen dijital ortama taşınması, fiziksel olarak artırma mahalline gitme zorunluluğunu ortadan kaldırmakta ve daha geniş bir katılımcı kitlesine ulaşılmasını sağlamaktadır. Bu durum, satışa çıkarılan malların gerçek değerine daha yakın fiyatlarla satılmasına katkı sağlayacaktır.
Parasal Sınırlar
9. Yargı Paketi ile yargılama usullerinde parasal sınırlara ilişkin önemli değişiklikler yapılmıştır. Özellikle idari yargıda kanun yollarına başvuru için belirlenen parasal sınırlar güncellenmiştir:
- İdari yargıda istinaf başvurusunda kesinlik sınırı 5.000 TL'den 30.000 TL'ye yükseltilmiştir.
- İdari yargıda temyiz başvurusu için parasal sınır 100.000 TL'den 920.000 TL'ye yükseltilmiştir.
Bu değişiklikler, enflasyon ve ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak parasal sınırların güncellenmesini sağlamıştır. Ayrıca, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen düzenleme ile parasal sınırların her yıl yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür. Bu artışlarda 1.000 TL'nin altındaki tutarlar dikkate alınmayacaktır.
Önemli bir yenilik olarak, bozma veya kaldırma kararı sonrasında verilen kararlara karşı kanun yoluna başvuruda, ilk karar tarihindeki parasal sınırların geçerli olacağı düzenlenmiştir. Bu düzenleme, davaların uzaması durumunda parasal sınırların değişmesi nedeniyle ortaya çıkan belirsizlikleri gidermek amacıyla yapılmıştır.
Adli Yardım
Adli yardım sisteminde de önemli değişiklikler yapılmıştır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 180. maddesinde yapılan değişiklikle, baroların adli yardım gelirlerinin dağıtım oranı %30 olarak belirlenmiştir. Bu değişiklik, baroların adli yardım hizmetlerini daha etkin şekilde yürütebilmesi için kaynak sağlamayı amaçlamaktadır.
Ayrıca, 9. Yargı Paketi'nin geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında, baroların birikmiş adli yardım ücretleri için Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca 15 gün içinde Türkiye Barolar Birliği hesabına ödenek aktarılması düzenlenmiştir. Bu düzenleme, uzun süredir bekleyen adli yardım ödemelerinin yapılmasını sağlayarak, avukatların mağduriyetini gidermeyi amaçlamaktadır.
Adli yardım sistemindeki bu değişiklikler, hukuki yardıma ihtiyaç duyan vatandaşların daha kaliteli hizmet almasını ve avukatların adli yardım görevlerini daha istekli şekilde yerine getirmesini sağlayacaktır.
Hukuk Meslekleri Giriş Sınavı
9. Yargı Paketi ile Hukuk Meslekleri Giriş Sınavı'nda (HMGS) da önemli değişiklikler yapılmıştır. Sınavın kapsamı genişletilmiş ve soru sayısı artırılmıştır:
- Sınav soru sayısı en az 100'den en az 120'ye çıkarılmıştır.
- Sınav konularına İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku, Milletlerarası Hukuk, Milletlerarası Özel Hukuk ve Genel Kamu Hukuku eklenmiştir.
Bu değişiklikler, hukuk mesleklerine girişte daha kapsamlı bir değerlendirme yapılmasını ve adayların daha geniş bir hukuk bilgisine sahip olmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Hukuk mesleklerinin niteliğinin artırılması, adalet sisteminin daha etkin işlemesine katkı sağlayacaktır.
9. Yargı Paketi ile getirilen tüm bu değişiklikler, Türk hukuk sisteminde önemli yenilikler sunmaktadır. Elektronik açık artırma sistemindeki iyileştirmeler, parasal sınırların güncellenmesi, adli yardım sisteminin güçlendirilmesi ve hukuk mesleklerine giriş koşullarının revize edilmesi, adalet sisteminin daha hızlı, etkin ve adil işlemesini sağlamayı amaçlamaktadır. Bu düzenlemeler, teknolojik gelişmelere uyum sağlama, yargı süreçlerini hızlandırma ve vatandaşların adalete erişimini kolaylaştırma hedefleri doğrultusunda atılmış önemli adımlardır. Yargı reformu kapsamında yapılan bu değişiklikler, Türk hukuk sisteminin çağın gereklerine uygun şekilde gelişmesine katkı sağlayacaktır.