Mirasın Reddinin Sonuçları

Mirasın Reddinin Sonuçları

Mirasın Reddinin Genel Sonuçları

Miras hukuku kapsamında, mirasın reddi önemli hukuki sonuçlar doğurur. Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 611. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi halinde, bu mirasçının payı sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi işlem görür. Bu durumda reddeden mirasçının payı, onun yerini alabilecek diğer yasal mirasçılara geçer.

Saklı paylı mirasçının mirasın reddi kararı vermesi durumunda, onun payı diğer mirasçılar arasında paylaştırılır. Ancak, reddeden mirasçının yerini kendi altsoyunun alması halinde, diğer mirasçıların miras paylarında bir değişiklik olmaz. Öte yandan, reddeden mirasçının yerini alacak bir altsoy yoksa, diğer mirasçıların miras payları ve buna bağlı olarak saklı payları da artar.

Atanmış mirasçılar açısından durum biraz farklıdır. TMK m. 611/2'ye göre, atanmış mirasçının mirası reddetmesi halinde, onun payı en yakın yasal mirasçılara kalır. Bu hüküm, miras bırakanın aksine bir arzusu olmadığı sürece geçerlidir.

Mirasın reddi, geçici mirasçılık konumunu geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Bu durum, bozucu koşula bağlı bir hukuki sonuç doğurur. Ayrıca, vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi durumunda, vasiyet konusu genellikle vasiyet borçlusuna kalır. Ancak miras bırakan bir yedek vasiyet alacaklısı tayin etmişse, durum değişebilir.

Tereke tasfiyesi konusu da mirasın reddi ile yakından ilgilidir. TMK m. 612 uyarınca, zümre sistemi bağlamında ölene ilk planda mirasçı olabilecek en yakın yasal mirasçıların tümü mirası reddettiğinde, tereke bir sonraki mirasçılara kalmaz. Bu durumda tereke, sulh mahkemesince iflas kurallarına göre tasfiye edilir. Bu hüküm, hiç kimsenin talip olmadığı bir mirasın paylaşılmak yerine tasfiye edilmesi gerektiği mantığına dayanmaktadır.

Terekenin Tasfiyesi

Miras Hukuku kapsamında, mirasın reddi durumunda terekenin akıbeti önemli bir konudur. Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 612 uyarınca, en yakın yasal mirasçıların tamamının mirası reddetmesi halinde, tereke artık bir sonraki mirasçılara geçmez. Bunun yerine, sulh mahkemesi tarafından iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Bu durum, mirasın kabul edilmediği ve paylaşılmaya değer görülmediği anlamına gelir.

Tasfiye sürecinde, terekenin tüm borçları ödenir ve kalan varlıklar belirlenir. Tereke tasfiyesi, mirasçıların sorumluluğunu sınırlandırır ve alacaklıların haklarını korur. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 20.12.2010 tarihli, 2010/15137 E. ve 2010/20977 K. sayılı kararı da bu konuya ışık tutmaktadır.

Tasfiyeden sonra kalan değerler, sanki mirası reddetmemişler gibi, reddeden mirasçılara veya onların yerine geçenlere verilir. Bu uygulama, mirasçıların hem sorumluluktan kaçınmasına hem de olası bir artık değerden faydalanmasına olanak tanır.

Özel Durumlar ve İstisnalar

Miras Hukukunda bazı özel durumlar ve istisnalar, mirasın reddinin sonuçlarını etkiler. Örneğin, Türk Medeni Kanunu madde 613'e göre, altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, onların payı sağ kalan eşe geçer. Bu durum, normal mirasın reddi kurallarından farklı bir sonuç doğurur.

Bir diğer önemli istisna, TMK m. 614'te düzenlenmiştir. En yakın yasal mirasçıların sonra gelen mirasçılar yararına mirası reddetmeleri durumunda, miras bu mirasçılara teklif edilir. Bu mirasçılar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, onlar da reddetmiş sayılır ve tereke resmen tasfiye edilir.

Atanmış mirasçıların varlığı da özel bir durum oluşturur. Yasada açıkça belirtilmese de, en yakın yasal mirasçıların yanı sıra atanmış mirasçıların da mirası reddetmiş olmaları gerekir ki tereke tasfiye edilebilsin. Aksi halde, TMK m. 611'in genel kuralı uygulanmalı ve miras sonraki hak sahiplerine intikal ettirilmelidir.

Vasiyet alacaklısının vasiyeti reddetmesi durumunda ise TMK m. 616 uygulanır. Buna göre, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, bu redden vasiyet yükümlüsü yararlanır.

Bu özel durumlar ve istisnalar, Yargıtay kararlarıyla da desteklenmektedir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 06.07.2011 tarihli, 2011/7704 E. ve 2011/11596 K. sayılı kararı, mirasın reddinin sonuçlarına ilişkin önemli açıklamalar içermektedir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.