Çocuk Mallarının Kullanım Hakları ve Gelirlerin Sarfı

Çocuk Mallarının Kullanım Hakları ve Gelirlerin Sarfı

Çocuk Mallarının Gelirlerinin Kullanımı

Türk Medeni Kanunu'nun 355. maddesi, çocuk mallarının gelirlerinin nasıl kullanılacağını düzenlemektedir. Bu madde, ebeveyn hakları ve çocuk hakları arasında hassas bir denge kurmayı amaçlamaktadır.

Ana ve baba, çocuğun mallarından elde edilen gelirleri öncelikle çocuğun yararına kullanmakla yükümlüdür. Bu gelirler, çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için harcanmalıdır. Örneğin, çocuğun okul masrafları, sağlık giderleri veya kişisel gelişimine katkı sağlayacak kurs ücretleri bu kapsamda değerlendirilebilir.

Kanun, aynı zamanda aile hukuku çerçevesinde ailenin bütünlüğünü de göz önünde bulundurarak, çocuk mallarının gelirlerinin bir kısmının aile ihtiyaçları için kullanılmasına da izin vermektedir. Ancak bu kullanım, hakkaniyete uygun olmalıdır. Yani, çocuğun temel ihtiyaçları ve geleceği göz ardı edilmeden, makul ölçüde bir harcama yapılabilir.

Önemli bir nokta da, çocuk mallarının gelirlerinden artan kısmın ne olacağıdır. TMK m.355'e göre, gelir fazlası otomatik olarak çocuk mallarına eklenir. Bu düzenleme, çocuğun malvarlığının korunması ve artırılması amacını taşımaktadır.

Aile hukuku uzmanları, ebeveynlerin bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Çocuk mallarının gelirlerinin kullanımı konusunda şeffaf ve hesap verebilir bir tutum sergilemek, ileride ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları önlemek açısından önemlidir.

 

Gelir Fazlasının Yönetimi

Türk Medeni Kanunu'nun 355. maddesi, çocuk mallarının gelirlerinin nasıl yönetileceğini düzenlemektedir. Bu maddeye göre, anne ve baba öncelikle çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür. Ancak, ebeveyn hakları çerçevesinde, elde edilen gelirlerin bir kısmını aile ihtiyaçları için de kullanabilirler. Bu kullanım hakkaniyet ölçüsünde olmalıdır.

Önemli olan nokta, çocuğun mallarından elde edilen gelirin, öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için harcanmasıdır. Bu harcamalar yapıldıktan sonra kalan miktar, yani gelir fazlası, çocuk haklarını korumak adına çocuğun malvarlığına eklenir. Bu şekilde, çocuğun malvarlığının korunması ve artırılması hedeflenmektedir.

Aile hukuku kapsamında, ebeveynlerin çocuk mallarını yönetme yetkisi bulunmaktadır. Ancak bu yetki, çocuğun menfaatlerini gözetme sorumluluğuyla birlikte gelir. Ebeveynler, gelir fazlasını çocuğun mallarına eklerken, bu ek sermayeyi de çocuğun yararına olacak şekilde yönetmekle yükümlüdürler.

Gelir fazlasının yönetiminde dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, bu fazlanın nasıl değerlendirileceğidir. Ebeveynler, çocuğun gelecekteki ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak, bu fazlayı güvenli yatırım araçlarında değerlendirebilirler. Örneğin, faiz getiren tasarruf hesapları veya düşük riskli yatırım fonları tercih edilebilir.

 

Olağan İhtiyaçlar İçin Sermaye Biçiminde Ödemeler

Türk Medeni Kanunu'nun 356. maddesi, çocuk mallarının belirli durumlarda kısmen kullanılabilmesine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu madde, ebeveyn hakları ve çocuk hakları arasında hassas bir denge kurmayı amaçlamaktadır.

TMK m.356'ya göre, çocuğun olağan ihtiyaçları gerektirdiği ölçüde, sermaye biçimindeki ödemeler, tazminatlar ve benzer nitelikteki edimler çocuğun bakımı için kısmen kullanılabilir. Bu düzenleme, aile hukuku kapsamında ebeveynlere belirli bir esneklik tanımaktadır.

Ancak, bu kullanım hakkı sınırsız değildir. Kanun koyucu, çocuğun menfaatlerini korumak amacıyla bu yetkiyi "olağan ihtiyaçlar" ve "kısmen kullanım" ile sınırlandırmıştır. Bu sayede, çocuğun malvarlığının korunması ve gelecekte ihtiyaç duyabileceği kaynakların güvence altına alınması hedeflenmektedir.

Maddenin ikinci fıkrası, daha istisnai durumları ele almaktadır. Çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunluluk bulunması halinde, hâkim ana ve babaya çocuğun diğer mallarına da başvurma yetkisi tanıyabilir. Bu yetki, belirlenen miktarlarla sınırlıdır ve hâkimin takdirine bağlıdır.

Bu düzenlemeler, çocuk mallarının yönetiminde ebeveynlere belirli bir hareket alanı sağlarken, aynı zamanda çocuğun menfaatlerini korumayı amaçlamaktadır. Hâkimin müdahale yetkisi, bu dengenin korunmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Hâkimin Müdahalesi ve Yetkilendirme

Türk Medeni Kanunu'nun 356. maddesi, çocuk mallarının korunması ve kullanımı konusunda hâkime önemli yetkiler tanımaktadır. Bu madde, çocuk hakları ve ebeveyn hakları arasında hassas bir denge kurmayı amaçlamaktadır.

Hâkim, çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitimi için zorunlu durumlarda devreye girebilir. Bu durumda, ana ve babaya çocuğun diğer mallarına başvurma yetkisi tanıyabilir. Ancak bu yetki sınırsız değildir; hâkim, kullanılabilecek miktarı belirler ve sınırlar.

Bu yetkilendirme, aile hukuku kapsamında çocuğun üstün yararını gözetmeyi amaçlar. Örneğin, çocuğun özel eğitim ihtiyaçları veya sağlık sorunları gibi olağanüstü durumlar söz konusu olduğunda, hâkim bu yetkiyi kullanabilir.

Hâkimin müdahalesi, çocuk mallarının korunması ile çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması arasında bir denge kurmayı hedefler. Bu sayede, çocuğun mevcut ve gelecekteki çıkarları gözetilirken, acil ihtiyaçları da ihmal edilmemiş olur.

Unutulmamalıdır ki, hâkimin bu yetkiyi kullanması istisnai bir durumdur ve her vaka kendi özel koşulları içinde değerlendirilir. Ana ve babanın bu konudaki talepleri dikkatle incelenir ve çocuğun yararına olacak şekilde karar verilir.

Bu hassas konularda profesyonel hukuki destek almak önemlidir. Güleç Hukuk Bürosu, aile hukuku alanındaki uzmanlığı ile bu tür karmaşık durumlarda müvekkillerine rehberlik etmektedir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.