Nişan Bozulması Tazminat Hakkı

Nişan Bozulması Tazminat Hakkı

Nişan bozulması durumunda tazminat talep edilebilir mi? Nişan bozma nedenleriyle ilgili yasal düzenlemeler nelerdir? Maddi ve manevi tazminat talepleri nasıl değerlendirilir? Bu makale, nişan bozulması nedeniyle tazminat davalarında geçerli yasal çerçeveyi ve Yargıtay kararlarını inceleyerek detaylı bilgi sunmaktadır.

Nişan Bozma Tazminatı Genel Bakış

Nişan bozulması durumunda ortaya çıkan hukuki sonuçlar, Türk Medeni Kanunu'nun ilgili maddeleri çerçevesinde düzenlenmiştir. TMK 118. madde uyarınca nişan, tarafların birbirine verdikleri evlenme vaadidir ve hukuki niteliği itibariyle bir sözleşme olarak kabul edilmektedir. Bu sözleşmenin bozulması durumunda, belirli şartlar altında maddi ve manevi tazminat talep edilebilmektedir.

Nişanlılık kurumu, evlilik öncesi bir hazırlık dönemi olarak değerlendirilmekle birlikte, taraflara mutlak bir evlenme zorunluluğu getirmemektedir. TMK 119/2 hükmü gereğince, evlenmekten kaçınma durumunda herhangi bir tazminat veya ceza şartı talep edilemez. Ancak bu hüküm, nişanın haksız olarak bozulması durumunda talep edilebilecek tazminat haklarını ortadan kaldırmaz.

Nişanın bozulması halinde talep edilebilecek tazminatlar üç ana başlık altında incelenir:

Maddi Tazminat (TMK 120):

  • Evlilik hazırlıkları için yapılan masraflar
  • Düğün organizasyonu için yapılan ödemeler
  • Balayı rezervasyonları
  • Ev eşyası alımları
  • İş veya eğitim hayatında yapılan fedakarlıklar

Manevi Tazminat (TMK 121):

  • Kişilik haklarının ihlali durumunda söz konusu olur
  • Olağanüstü üzüntü ve elem gerektiren durumlar
  • Toplum içinde küçük düşürülme
  • İtibarın zedelenmesi

Hediyelerin İadesi (TMK 122):

  • Alışılmışın dışındaki hediyelerin iadesi talep edilebilir
  • Mutad (olağan) hediyeler kapsam dışındadır
  • Aynen iade mümkün değilse bedel olarak talep edilebilir

Nişanın bozulması durumunda tazminat talep edilebilmesi için bazı şartların varlığı aranmaktadır. Öncelikle geçerli bir nişanlanmanın varlığı şarttır. Nişanlanma ehliyetine sahip olmayan kişiler arasında yapılan nişan geçersiz olacağından, tazminat talep edilemez. Ayrıca, nişanın bozulmasında haklı bir sebebin bulunmaması ve kusur unsuru önem taşımaktadır.

Tazminat miktarının belirlenmesinde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nişanlılık süresince yapılan masraflar, manevi zararın boyutu gibi faktörler göz önünde bulundurulur. Mahkemeler, her somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yaparak hakkaniyete uygun bir tazminat miktarı belirler.

 

Tazminat Davalarında Gerekli Unsurlar

Nişan bozulması nedeniyle açılacak tazminat davalarında, Türk Medeni Kanunu'nun 118-122. maddeleri çerçevesinde bazı temel unsurların varlığı aranmaktadır. Bu unsurların her biri, davanın başarıyla sonuçlanması için kritik öneme sahiptir.

Geçerli Nişan

Tazminat talebinin ilk ve en önemli şartı, hukuken geçerli bir nişanlanmanın varlığıdır. Nişanlanma, karşılıklı evlenme vaadi ile gerçekleşen bir sözleşmedir. Geçerli bir nişanlanmanın varlığı için:

  • Tarafların evlenme ehliyetine sahip olması
  • Karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarının bulunması
  • Nişanlanma engelinin bulunmaması gerekir

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/3-174 E., 2009/235 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, nişan ve imam nikahından sonra gerçekleşen ayrılıklarda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanmaktadır.

Tarafların Kusuru

Tazminat davalarında kusur unsuru önemli bir yer tutmaktadır. Nişanı bozan tarafın bu davranışı için haklı bir sebebinin bulunmaması veya karşı tarafın kusurlu davranışlarının nişanın bozulmasına yol açması gerekmektedir. Kusur değerlendirmesinde:

  • Nişanı bozan tarafın gerekçeleri
  • Karşı tarafın davranışları
  • Tarafların nispi kusur oranları
  • Nişanın bozulmasına yol açan olayların kronolojisi

dikkate alınmaktadır.

Zarar ve İlliyet Bağı

Tazminata hükmedilebilmesi için zarar ile nişanın bozulması arasında uygun illiyet bağının bulunması şarttır. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2013/1142 E., 2013/3036 K. sayılı kararında vurgulandığı üzere, iddia edilen zararların ispatı davacıya aittir.

Zarar kapsamında değerlendirilebilecek hususlar:

  • Evlilik hazırlıkları için yapılan masraflar
  • Nişan töreni giderleri
  • Alınan hediyeler ve yapılan ödemeler
  • Manevi zararlar

İspat yükümlülüğü konusunda, davacı taraf:

  • Nişanlanmanın geçerliliğini
  • Karşı tarafın kusurunu
  • Uğranılan zararı
  • Zarar ile nişanın bozulması arasındaki illiyet bağını

kanıtlamakla yükümlüdür.

Tazminat davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Dava açılırken bu yetki kurallarına dikkat edilmesi, usuli bir zorunluluktur.

 

Hediyelerin İadesi ve Başlık Parası

Nişan bozulması durumunda, taraflar arasında en sık karşılaşılan uyuşmazlıklardan biri hediyelerin iadesi konusudur. Türk Medeni Kanunu madde 122, nişanın bozulması halinde hediyelerin iadesini düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre, nişanlıların veya ailelerinin nişan sebebiyle birbirlerine verdikleri alışılmışın dışındaki hediyelerin iadesi talep edilebilir.

Mutad (alışılmış) hediyeler ile mutad olmayan hediyeler arasındaki ayrım, uygulamada büyük önem taşımaktadır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, nişan yüzüğü mutad hediye kapsamında değerlendirilmekte ve iadesi talep edilememektedir. Ancak yüksek değerli mücevherler, otomobil, ev eşyaları gibi alışılmışın dışındaki hediyelerin iadesi mümkündür. Bu noktada, hediyelerin iadesi talebinde tarafların kusurlu olup olmaması önem taşımamaktadır.

Hediyelerin iadesi konusunda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da zamanaşımı süresidir. TMK'ya göre, hediyelerin iadesi talebi için öngörülen zamanaşımı süresi 1 yıldır. Bu süre, nişanın bozulduğunun öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Hediyeler aynen iade edilebileceği gibi, aynen iade mümkün değilse mislen veya bedelen iade de söz konusu olabilir.

Başlık parası konusu ise Türk hukukunda özel bir öneme sahiptir. Yargıtay'ın istikrar kazanmış kararlarında, başlık parasının hukuka ve ahlaka aykırı olduğu açıkça belirtilmektedir. Bu nedenle, başlık parası anlaşmaları geçersiz sayılmakta ve ödenen başlık parasının iadesi talep edilememektedir. Bu yaklaşım, modern hukuk sistemimizin insan onuruna ve kadın-erkek eşitliğine verdiği önemi göstermektedir.

Nişan sürecinde verilen hediyelerin belgelendirilmesi ve ispat yükü konusu da önemlidir. İspat yükü, hediyelerin verildiğini iddia eden tarafa aittir. Bu nedenle, özellikle değerli hediyelerin verilmesi durumunda, bunların belgelendirilmesi (fatura, banka dekontu, tanık beyanı vb.) önem taşımaktadır.

Manevi tazminat talepleri açısından Yargıtay'ın yaklaşımı, her somut olayın özelliklerine göre değişmekle birlikte, genel olarak makul miktarlarda tazminata hükmedilmesi yönündedir. Örneğin, güncel Yargıtay kararlarında manevi tazminat miktarları ortalama 10.000 TL civarında seyretmektedir.

 

Davada Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Nişan bozulması nedeniyle açılacak tazminat davalarında, başarılı bir sonuç elde edilmesi için dikkat edilmesi gereken çeşitli hususlar bulunmaktadır. Bu hususların başında ispat yükümlülüğü gelmektedir. Hukuk sistemimizde genel kural olarak, bir vakıayı iddia eden tarafın bunu ispatlamakla yükümlü olması prensibi geçerlidir. Bu bağlamda, nişan bozulması davalarında davacı taraf, nişanın varlığını, karşı tarafın kusurunu ve uğradığı zararı somut delillerle ortaya koymak zorundadır.

Delillerin toplanması ve sunulması aşamasında, nişanın varlığını ispatlayan fotoğraflar, videolar, tanık beyanları, sosyal medya paylaşımları gibi her türlü delil kullanılabilir. Maddi tazminat taleplerinde, yapılan harcamaların belgelendirilmesi önem taşır. Bu kapsamda faturalar, banka dekontları, sözleşmeler ve benzeri belgeler mahkemeye sunulmalıdır.

Davanın başarıyla sonuçlanmasında profesyonel hukuki destek kritik bir rol oynar. Aile hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukatın desteği, hem dava stratejisinin belirlenmesinde hem de delillerin etkili bir şekilde sunulmasında önemli avantajlar sağlar. Avukat, davanın her aşamasında müvekkilinin haklarını koruyarak, tazminat miktarının adil bir şekilde belirlenmesine katkıda bulunur.

Tarafların sosyo-ekonomik durumu, tazminat miktarının belirlenmesinde mahkemeler tarafından dikkate alınan önemli faktörlerden biridir. Yargıtay içtihatları, tazminat miktarının belirlenmesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının gözetilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Bu nedenle, tarafların gelir düzeyi, yaşam standardı ve sosyal statüsü gibi faktörler dava dilekçesinde açıkça ortaya konulmalıdır.

Her davanın kendine özgü koşulları bulunduğundan, somut olayın özellikleri dikkatle değerlendirilmelidir. Nişanın bozulma şekli, tarafların kusur oranları, nişanlılık süresinin uzunluğu, yapılan hazırlıkların kapsamı gibi faktörler, tazminat talebinin değerlendirilmesinde etkili olur. Mahkemeler, her davayı kendi özel koşulları içinde değerlendirerek karar vermektedir.

Zamanaşımı süresine özellikle dikkat edilmelidir. Nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl içinde dava açılması gerekir. Bu sürenin geçirilmesi halinde, haklı bir tazminat talebi dahi zamanaşımı nedeniyle reddedilebilir. Bu nedenle, nişanın bozulması durumunda vakit kaybetmeden hukuki sürecin başlatılması önem taşır.

Nişan bozulması nedeniyle yaşanan hukuki süreçte profesyonel destek almak, haklarınızın korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Güleç Hukuk olarak, Hatay Antakya'daki ofisimizde, nişan bozulması davalarında deneyimli avukatlarımızla size destek olmaya hazırız. 

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.