Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet davaları, aileler için oldukça zor ve hassas bir süreçtir. Çocukların refahı ve geleceği göz önünde bulundurularak, bu davaların doğru ve adil bir şekilde sonuçlandırılması çok önemlidir. Bu makale, velayet davalarının nasıl açıldığı, hangi şartları kapsadığı, ilgili yasal düzenlemeler ve yargıtay kararları hakkında kapsamlı bir bilgi sunmaktadır.

Velayet Davalarının Genel Bakış

Velayet davaları, Türk aile hukuku sisteminin en hassas ve önemli konularından biridir. Bu davalar, Türk Medeni Kanunu (TMK) çerçevesinde, çocukların korunması, bakımı ve eğitimleriyle ilgili temel düzenlemelere dayanmaktadır. Velayet davaları, ebeveynlerin boşanma sürecinde veya boşanma sonrasında çocukların velayetinin düzenlenmesi amacıyla açılır.

Velayet davalarında temel prensip, çocuğun üstün yararının gözetilmesidir. Bu ilke, uluslararası sözleşmeler ve iç hukukumuzda kabul edilen en önemli prensiptir. Hakim, velayet konusunda karar verirken çocuğun:

  • Eğitim ihtiyaçları
  • Yaşam şartları
  • Duygusal gelişimi
  • Sosyal çevresi
  • Ebeveynlerin durumu

gibi faktörleri detaylı şekilde değerlendirir.

Aile Mahkemeleri, velayet davalarında görevli ve yetkili mahkemelerdir. Bu mahkemeler, uzman personeli (pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacı) ile birlikte çalışarak, çocuğun üstün yararına en uygun kararı vermeye çalışır. Aile mahkemesinin bulunmadığı yerlerde bu görev, Asliye Hukuk Mahkemelerince yerine getirilir.

Velayet davalarında önemli bir husus, 8 yaş ve üstündeki çocukların görüşlerinin alınması gerekliliğidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun K.2018/1278 sayılı kararı ile bu konu netlik kazanmıştır. Çocuğun görüşü alınırken, uzman eşliğinde ve çocuğun psikolojisini gözetecek şekilde bir görüşme yapılması esastır.

Velayetin türleri konusunda Türk hukuk sistemi çeşitli seçenekler sunmaktadır. Ortak velayet ve tek taraflı velayet en yaygın türlerdir. Ortak velayet, her iki ebeveynin de çocuk üzerindeki haklarını ve sorumluluklarını birlikte sürdürmesi anlamına gelir. Ancak uygulamada, ebeveynler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle genellikle tek taraflı velayet tercih edilmektedir.

Velayet kararı kesin hüküm niteliğinde değildir ve şartların değişmesi halinde değiştirilebilir. TMK'nın ilgili hükümleri, velayetin değiştirilmesi veya kaldırılması için gerekli şartları düzenlemektedir. Örneğin, velayeti elinde bulunduran ebeveynin çocuğun bakım ve eğitimini ihmal etmesi, kötüye kullanması veya çocuğun menfaatlerini zedeleyici davranışlarda bulunması durumunda velayet değiştirilebilir.

Velayet davalarında mahkeme, tarafların talepleriyle bağlı değildir ve re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu kapsamda hakim, gerekli gördüğü tüm delilleri toplayabilir, uzman görüşü alabilir ve çocuğun üstün yararını korumak için her türlü tedbiri alabilir. Sosyal inceleme raporları, pedagog raporları ve diğer uzman görüşleri, mahkemenin kararında önemli rol oynar.

Velayet Davası Açma Şartları ve Süreç

Velayet Davası Açma Şartları (TMK)

Velayet davası açılabilmesi için öncelikle Türk Medeni Kanunu'nda belirtilen şartların oluşması gerekmektedir. TMK madde 183 kapsamında, velayetin değiştirilmesi veya düzenlenmesi için haklı sebeplerin varlığı aranmaktadır. Bu sebepler arasında velayete sahip ebeveynin yeniden evlenmesi tek başına yeterli bir neden değildir. Ancak bu durum çocuğun üstün menfaatini olumsuz etkiliyorsa, velayet değişikliği gündeme gelebilir.

Velayet davası açılabilmesi için aranan temel şartlar şunlardır:

  • Çocuğun reşit olmaması veya kısıtlı olması
  • Velayet düzenlemesini gerektirecek haklı bir sebebin bulunması
  • Çocuğun üstün yararının gerektirmesi
  • Mevcut velayet düzeninin çocuğun gelişimini olumsuz etkilemesi

Velayet Davası Nasıl Açılır?

Velayet davası açılırken izlenmesi gereken belirli bir prosedür vardır. Dava, hukuka uygun hazırlanmış ve gerekçeli bir dava dilekçesiyle açılmalıdır. Dilekçede velayetin değiştirilmesi veya düzenlenmesi talebinin nedenleri açıkça belirtilmeli ve iddialar somut delillerle desteklenmelidir.

Dava açma işlemi iki şekilde gerçekleştirilebilir:

  1. Avukat aracılığıyla fiziki olarak mahkemeye başvurularak
  2. UYAP Avukat Portalı üzerinden elektronik ortamda

Yetkili ve görevli mahkeme konusunda, velayet davaları öncelikle Aile Mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemeleri bu davaları görmeye yetkilidir. Yetkili mahkeme belirlenirken, davalının yerleşim yeri mahkemesi esas alınır, ancak davacının yerleşim yerindeki mahkeme de yetkili olabilir.

Dava açılırken sunulması gereken temel belgeler:

  • Nüfus kayıt örneği
  • Velayet değişikliğini gerektiren durumları gösteren deliller
  • Tanık listesi
  • Varsa uzman raporları
  • Çocuğun eğitim, sağlık durumunu gösteren belgeler

Velayet davalarında hedef yargılama süresi 209 gün olarak belirlenmiştir. Ancak bu süre, mahkemelerin iş yoğunluğu, delillerin toplanması süreci ve sosyal inceleme raporlarının hazırlanması gibi faktörlere bağlı olarak değişebilmektedir.

Mahkeme sürecinde, hakim resen araştırma ilkesi gereğince gerekli gördüğü tüm delilleri toplayabilir ve uzman görüşlerine başvurabilir. Özellikle çocuğun sosyal ve psikolojik durumunun değerlendirilmesi için pedagog, psikolog veya sosyal çalışmacılardan rapor alınması yaygın bir uygulamadır.

Dava sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli bir husus da geçici velayet düzenlemesidir. Hakim, dava sonuçlanıncaya kadar geçici velayeti düzenleyebilir ve çocuğun üstün yararını korumak için gerekli tedbirleri alabilir. Bu geçici düzenleme, dava sonuçlanıncaya kadar çocuğun bakım ve gözetiminin aksamamasını sağlar.

Velayet Davalarında Çocuğun Hakları ve Görüşü

Velayet davalarında en önemli husus, çocuğun haklarının korunması ve görüşlerinin dikkate alınmasıdır. Türk hukuk sistemi, çocukların haklarını koruma altına almış ve velayet davalarında çocuğun üstün yararını ön planda tutmuştur.

Çocuğun Dinlenmesi

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun HGK-K.2018/1278 sayılı kararı ile 8 yaşından büyük çocukların velayet konusundaki görüşlerinin alınması zorunlu hale gelmiştir. Bu karar, çocukların kendi gelecekleri hakkında söz sahibi olmalarını sağlamaktadır. Mahkeme, çocuğun görüşünü alırken özel bir ortam oluşturur ve genellikle uzman pedagog eşliğinde görüşme gerçekleştirilir.

Çocuğun dinlenmesi sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar:

  • Çocuğun psikolojik durumunun gözetilmesi
  • Görüşmenin baskı altında olmadan gerçekleştirilmesi
  • Uzman eşliğinde ve çocuğa uygun bir ortamda yapılması
  • Görüşmenin kayıt altına alınması

Çocuğun Üstün Yararı İlkesi

Çocuğun üstün yararı ilkesi, velayet davalarında mahkemenin temel aldığı en önemli kriterdir. Bu ilke doğrultusunda, mahkeme tarafından sosyal inceleme raporu talep edilir. Bu rapor, çocuğun yaşam koşulları, eğitim durumu, psikolojik durumu ve ebeveynleriyle olan ilişkisini detaylı şekilde inceler.

Mahkeme, çocuğun üstün yararını belirlerken şu kriterleri göz önünde bulundurur:

  • Çocuğun eğitim hayatının devamlılığı
  • Mevcut sosyal çevresinin korunması
  • Psikolojik ve fiziksel gelişiminin sağlıklı devamı
  • Kardeşleriyle birlikteliğinin sürdürülmesi
  • Ebeveynlerin çocuğa sağlayabileceği imkanlar

Kişisel İlişkiler

Velayet davası sonucunda, velayeti alamayan ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurma hakkı yasal güvence altındadır. Bu ilişkinin düzenlenmesinde de çocuğun üstün yararı gözetilir. Kişisel ilişki düzenlenirken:

  • Çocuğun yaş ve gelişim düzeyi
  • Eğitim hayatının aksamaması
  • Velayeti olmayan ebeveynin yaşam koşulları
  • Tarafların ikamet yerleri arasındaki mesafe
  • Çocuğun sosyal aktiviteleri dikkate alınır

Velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi durumlarında da çocuğun üstün yararı ilkesi geçerlidir. Ebeveynlerin güven sarsıcı davranışları, ihmal veya istismar durumları söz konusu olduğunda, mahkeme resen veya talep üzerine velayeti kaldırabilir veya değiştirebilir.

Sosyal inceleme raporları, mahkemenin sağlıklı karar vermesinde kritik öneme sahiptir. Bu raporlar, uzman sosyal çalışmacılar tarafından hazırlanır ve çocuğun yaşam koşulları, ebeveynleriyle ilişkileri ve gelişim durumu hakkında detaylı bilgiler içerir. Mahkeme, bu raporları çocuğun üstün yararını belirlemede temel kaynak olarak kullanır.

Önemli Yargıtay Kararları ve Hukuki Hususlar

Temyizler

Velayet davalarında temyiz süreci, çocuğun üstün yararı gözetilerek titizlikle yürütülmektedir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları, velayet davalarında kamu düzeni ilkesinin geçerli olduğunu ve bu nedenle usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğunu vurgulamaktadır. Temyiz incelemelerinde, özellikle çocuğun dinlenmesi, sosyal inceleme raporlarının değerlendirilmesi ve velayetin değiştirilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı detaylı olarak incelenmektedir.

İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay'ın velayet davalarına ilişkin kararları, uygulamada önemli yol gösterici nitelik taşımaktadır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2021/431 sayılı kararında, çocukların alıştıkları sosyal çevreden koparılmaması gerektiği vurgulanmış ve velayet değişikliği taleplerinde bu hususun özellikle gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2018/1278 sayılı kararı, velayet davalarında çocuğun görüşünün alınmasının önemini vurgulamıştır. Bu karara göre, 8 yaşından büyük çocukların mutlaka dinlenmesi gerektiği, aksi durumun bozma sebebi olacağı açıkça belirtilmiştir.

TMK m. 183 kapsamında velayetin değiştirilmesi veya kaldırılması için aranan şartlar konusunda Yargıtay, değişiklik talebinin çocuğun üstün yararına uygun olması gerektiğini vurgulamaktadır. Örneğin, velayete sahip ebeveynin yeniden evlenmesi tek başına velayet değişikliği sebebi olarak kabul edilmemektedir.

Çocuğun Yaşı ve Velayet

Velayet kararlarında çocuğun yaşı önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Yargıtay içtihatları doğrultusunda genel kabul gören yaklaşım şu şekildedir:

  • 0-4 yaş arası çocuklar için annenin şefkat ve ilgisine daha fazla ihtiyaç duyulduğundan, özel durumlar dışında velayet anneye verilmektedir.
  • 4-7 yaş arası çocuklar için yine anne tercih edilmekle birlikte, annenin çocuğa bakamayacak durumda olması halinde baba tercih edilebilmektedir.
  • 6-12 yaş arası çocuklar için eğitim durumu, sosyal çevre ve çocuğun gelişim özellikleri dikkate alınarak karar verilmektedir.

HMK m.382/2-b-13 uyarınca velayet davalarında yetkili mahkeme belirlenirken, çocuğun üstün yararı gözetilerek, yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmektedir.

Velayet davaları, çocukların geleceğini şekillendiren önemli hukuki süreçlerdir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları, bu davalarda çocuğun üstün yararının gözetilmesi, sosyal çevresinin korunması ve yaşına uygun değerlendirmeler yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Özellikle çocuğun dinlenmesi, sosyal inceleme raporlarının değerlendirilmesi ve velayetin değiştirilmesi şartlarının titizlikle incelenmesi, adil ve doğru kararların verilmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu kararlar, sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik boyutları olan kararlardır ve çocukların sağlıklı gelişimi için kritik öneme sahiptir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.