Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı

Boşanma Davalarında Mal Paylaşımı

Boşanma sürecinde mal paylaşımı hassas bir konudur. Taraflar, hakları ve yükümlülükleri konusunda net bir anlayışa sahip olmak ve avukat desteği almak için gerekli bilgileri edinmelidirler. Bu makale, boşanma davalarında mal paylaşımı ile ilgili temel prensipleri, yasal düzenlemeleri ve Yargıtay kararlarını açıklamaktadır.

Mal Rejimleri ve Paylaşım Prensipleri

Türk Medeni Kanunu'nda düzenlenen mal rejimleri, evlilik birliği içerisinde edinilen malların nasıl paylaşılacağını belirleyen temel düzenlemelerdir. 01.01.2002 tarihi, Türk hukuk sisteminde mal rejimlerine ilişkin önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarih öncesi ve sonrasında uygulanan mal rejimleri birbirinden farklı prensiplere dayanmaktadır.

2002 Öncesi Mal Ayrılığı Rejimi

01.01.2002 tarihinden önce evlenen çiftler için mal ayrılığı rejimi geçerliydi. Bu rejimde temel prensip, malın kimin üzerine kayıtlı olduğuna bakılmasıydı. Her eş kendi malının maliki sayılıyor ve boşanma durumunda mallar üzerinde diğer eşin hak iddia etmesi mümkün olmuyordu. Ancak bir eşin diğer eşin malına katkısı varsa, bu katkı oranında katkı payı davası açma hakkı bulunmaktaydı.

Mal ayrılığı rejiminde:

  • Evlilik öncesi edinilen mallar
  • Evlilik süresince edinilen mallar
  • Miras yoluyla gelen mallar Her durumda malın kayıtlı olduğu eşe ait sayılmaktaydı.

2002 Sonrası Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi

01.01.2002 tarihinden sonra evlenen çiftler ile bu tarihten önce evli olup da mal rejimi sözleşmesiyle yeni rejimi seçen çiftler için edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Bu rejim, evlilik birliği içerisinde edinilen malların eşit paylaşımı prensibine dayanır.

Edinilmiş mallar kapsamına giren değerler:

  • Çalışma karşılığı elde edilen kazançlar
  • Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının yaptığı ödemeler
  • Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
  • Kişisel malların gelirleri
  • Edinilmiş malların yerine geçen değerler

Kişisel mallar ise paylaşıma tabi değildir:

  • Evlilik öncesi edinilen mallar
  • Miras yoluyla edinilen mallar
  • Karşılıksız kazanımlar (bağış gibi)
  • Manevi tazminat alacakları
  • Kişisel eşyalar

Eşler, mal rejimi sözleşmesi yaparak farklı bir mal rejimini seçebilirler. Bu sözleşme, noterde düzenleme şeklinde yapılmalı veya evlendirme memurluğunda evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak beyan edilmelidir. Sözleşme ile eşler:

  • Mal ayrılığı rejimini
  • Paylaşmalı mal ayrılığı rejimini
  • Mal ortaklığı rejimini seçebilirler

Mal rejiminin tasfiyesinde, malların değerlemesi boşanma davasının açıldığı tarihteki sürüm değerine göre yapılır. Eşlerden biri diğerinin malının edinilmesine katkıda bulunmuşsa, katkısı oranında değer artış payı talep edebilir. Ayrıca, bir eşin malvarlığında diğer eşin katkısıyla meydana gelen değer artışları da hesaplamada dikkate alınır.

Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerden her biri diğer eşe ait bir malın edinilmiş mal olduğunu iddia ediyorsa, bunu ispatla yükümlüdür. Aksi kanıtlanmadıkça, bir malın edinilmiş mal olduğu kabul edilir. Bu karine, mal rejiminin tasfiyesinde önemli bir rol oynar.

Mal Paylaşımı Davası ve Süreci

Boşanma davalarında mal paylaşımı süreci, kendine özgü prosedürleri ve yasal gereklilikleri olan önemli bir hukuki süreçtir. Bu süreç, boşanma davasından bağımsız olarak yürütülür ve belirli kurallara tabidir.

Davanın Açılması ve Zamanaşımı

Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılabilir. Bu dava, boşanma davası ile birlikte açılamaz ve boşanma davasından ayrı bir dava olarak değerlendirilir. Türk Medeni Kanunu'na göre, mal paylaşımı davası için 10 yıllık bir zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Bu süre, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları da bu yöndedir.

Dava açılırken, malların değerlemesi ve paylaşımı konusunda belirsiz alacak davası şeklinde açılması önerilmektedir. Çünkü dava açılırken malların kesin değeri bilinmeyebilir ve bu değerler ancak yargılama sırasında netlik kazanabilir.

Yetkili Mahkeme

4787 sayılı Aile Mahkemeleri Kanunu uyarınca, mal paylaşımı davalarında yetkili mahkeme genellikle boşanma kararını veren aile mahkemesidir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise bu davalar, asliye hukuk mahkemelerinde görülür. Yetkili mahkeme belirlenirken:

  • Boşanma kararını veren mahkeme
  • Davalının ikametgahı mahkemesi
  • Malların bulunduğu yer mahkemesi

kriterleri göz önünde bulundurulur. Birden fazla yetkili mahkeme söz konusu olduğunda, davacı bunlardan birini seçme hakkına sahiptir.

Anlaşmalı Boşanmada Mal Paylaşımı

Anlaşmalı boşanmalarda, eşler mal paylaşımı konusunu boşanma protokolünde düzenleyebilirler. Bu durumda:

  • Protokolde mal paylaşımına ilişkin hükümler açık ve net olmalıdır
  • Tarafların iradeleri tereddüte yer vermeyecek şekilde belirtilmelidir
  • Protokolde yer alan mal paylaşımı düzenlemeleri bağlayıcıdır
  • Protokolde mal paylaşımına ilişkin bir düzenleme yoksa, yasal mal rejimi hükümleri uygulanır

Protokolde mal paylaşımından feragat edilmişse, bu feragatin açıkça belirtilmesi gerekir. Sadece nafaka veya tazminattan feragat edilmesi, mal paylaşımından feragat anlamına gelmez.

Zina Halinde Mal Paylaşımı

Zina nedeniyle açılan boşanma davalarında, mal paylaşımı özel bir düzenlemeye tabidir. Kusurlu eşin katılma alacağı hakkı, kusurun ağırlığına göre azaltılabilir veya tamamen ortadan kaldırılabilir. Ancak bu durum:

  • Sadece katılma alacağı için geçerlidir
  • Katkı payı alacağı için uygulanmaz
  • Mahkemenin takdir yetkisi kapsamındadır
  • Her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilir

Zina nedeniyle boşanma davalarında, kusurlu eşin mal paylaşımındaki haklarının sınırlandırılması için, kusur durumunun açıkça ispatlanması ve mahkeme kararında bu durumun gerekçelendirilmesi gerekir. Mahkeme, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını da göz önünde bulundurarak hakkaniyetli bir karar vermelidir.

Mal paylaşımı davası ve süreci, boşanmanın en hassas konularından biridir. Bu sürecin sağlıklı yürütülebilmesi için, yasal sürelere dikkat edilmesi, yetkili mahkemenin doğru belirlenmesi ve gerekli belgelerin eksiksiz hazırlanması büyük önem taşır. Özellikle anlaşmalı boşanma ve zina gibi özel durumlarda, hukuki danışmanlık alınması ve hakların korunması için gerekli önlemlerin alınması tavsiye edilir.

Mal Paylaşımı Hesaplaması

Değerleme ve Hesaplama Yöntemleri

Boşanma davalarında mal paylaşımı hesaplaması, karmaşık ve teknik bir süreçtir. Malların değerlemesi, boşanma kararının kesinleşme tarihine en yakın tarihteki değerler üzerinden yapılır. Bu değerleme sürecinde, taşınmaz mallar için SPK lisanslı gayrimenkul değerleme uzmanları, araçlar için kasko değeri veya ekspertiz raporları, banka hesapları için hesap ekstreleri gibi resmi belgeler esas alınır.

Mal paylaşımı hesaplamasında öncelikle edinilmiş mallar ile kişisel malların ayrımı yapılır. Bu ayrım yapıldıktan sonra, edinilmiş malların değeri belirlenir ve eşler arasında paylaştırılır. Değerleme yapılırken, malın edinilme tarihi, edinilme şekli ve mal üzerindeki yükümlülükler dikkate alınır.

Bilirkişi raporları, mal paylaşımı hesaplamalarında kritik öneme sahiptir. Bilirkişiler, malların edinilme tarihlerini, değerlerini ve paylaşım oranlarını detaylı olarak inceler. Raporda, her bir malın edinilme kaynağı, değeri ve paylaşım şekli ayrıntılı olarak belirtilmelidir.

Özel Durumlar (Kredili Mallar, Şirket Hisseleri vb.)

Kredili malların paylaşımında özel bir hesaplama yöntemi uygulanır. Evlilik birliği içinde ödenen kredi taksitleri, malın edinilmiş mal değerini belirler. Örneğin, evlilik öncesi alınan ancak evlilik içinde kredi ödemeleri devam eden bir konutun, evlilik süresince ödenen kredi miktarı kadar olan kısmı edinilmiş mal sayılır ve paylaşıma tabi tutulur.

Şirket hisselerinin değerlemesi özellikle dikkat gerektiren bir konudur. Evlilik süresince edinilen şirket hisseleri, edinilmiş mal kapsamında değerlendirilir. Hisselerin değerlemesinde:

  • Şirketin mali tabloları
  • Öz sermaye değeri
  • Kar payları ve temettüler
  • Piyasa değeri
  • Gelecekteki nakit akışları

gibi faktörler göz önünde bulundurulur.

Mal paylaşımı hesaplamalarında denkleştirme ve artık değer kavramları da önemlidir. Denkleştirme, bir malın edinilmesinde kişisel malların kullanılması durumunda yapılır. Artık değer ise, edinilmiş malların toplam değerinden borçların çıkarılmasıyla elde edilen değerdir.

Özel durumlarda, örneğin bir eşin diğer eşin malının değer kazanmasına katkıda bulunması halinde, değer artış payı hesaplanır. Bu hesaplama, katkının yapıldığı tarihteki değer ile malın paylaşım tarihindeki değeri arasındaki fark dikkate alınarak yapılır.

Mal paylaşımı hesaplamalarında dikkat edilmesi gereken diğer özel durumlar şunlardır:

  • Yurtdışındaki malların değerlemesi
  • Kripto para ve dijital varlıkların değerlemesi
  • Telif hakları ve fikri mülkiyet haklarının değerlemesi
  • Emeklilik fonları ve hayat sigortası ödemelerinin hesaplanması
  • Kira gelirlerinin değerlendirilmesi

Tüm bu hesaplamalar, uzman bilirkişiler tarafından yapılır ve mahkemeye sunulur. Bilirkişi raporları, tarafların itirazlarına açıktır ve gerektiğinde ek raporlar talep edilebilir. Mahkeme, tüm bu değerlendirmeleri göz önünde bulundurarak nihai paylaşım kararını verir.

Önemli Hukuki Hususlar ve Yargıtay Kararları

İspat Yükümlülüğü

Boşanma davalarında mal paylaşımı sürecinde, ispat yükümlülüğü önemli bir hukuki konudur. Türk Medeni Kanunu'na göre, bir malın kişisel mal olduğunu iddia eden taraf, bu iddiasını ispatlamakla yükümlüdür. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, edinilmiş malların aksini iddia eden taraf, iddiasını resmi belgeler, banka kayıtları veya diğer kesin delillerle kanıtlamalıdır.

Özellikle evlilik öncesi alınan ancak ödemeleri evlilik içinde devam eden mallarda, ödeme kayıtları ve malın edinim tarihi büyük önem taşır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin kararlarında, malın edinilme tarihinin yanı sıra, ödeme planları ve kaynakların da ispat sürecinde dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır.

Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu

Mal paylaşımı davalarında üçüncü kişilerin sorumluluğu, özellikle mal kaçırma iddialarında önem kazanır. Yargıtay içtihatlarına göre, boşanma davası açıldıktan sonra eşlerden birinin mal varlığını üçüncü kişilere devretmesi durumunda, bu işlemler muvazaalı işlem olarak değerlendirilebilir.

Üçüncü kişilerin sorumluluğu için:

  • İşlemin mal kaçırma amacıyla yapıldığının ispatlanması gerekir
  • Üçüncü kişinin kötü niyetli olduğu kanıtlanmalıdır
  • İşlemin gerçek değerinin altında yapıldığı gösterilmelidir

Bu durumda mahkeme, üçüncü kişilere yapılan devirleri iptal edebilir ve malları paylaşıma dahil edebilir. Ancak, üçüncü kişinin iyi niyetli olduğu durumlarda, bu kişilerin hakları korunur.

Ölüm Halinde Mal Paylaşımı

Eşlerden birinin ölümü halinde mal paylaşımı, özel bir düzenlemeye tabidir. Sağ kalan eş, öncelikle mal rejiminin tasfiyesini talep etme hakkına sahiptir. Bu durumda:

  • Sağ kalan eş, katılma alacağını öncelikli olarak talep edebilir
  • Mirasçılar, ancak katılma alacağı ödendikten sonra miras paylarını alabilirler
  • Katılma alacağı, ölüm tarihindeki değerler üzerinden hesaplanır

Yargıtay kararlarında, sağ kalan eşin katılma alacağının, miras haklarından bağımsız olduğu ve öncelikli bir hak olduğu vurgulanmaktadır. Bu alacak, tereke borcu niteliğindedir ve mirasın paylaşılmasından önce ödenmelidir.

Genel Değerlendirme

Boşanma davalarında mal paylaşımı, karmaşık hukuki süreçleri içeren ve dikkatli değerlendirme gerektiren bir konudur. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları, ispat yükümlülüğünden üçüncü kişilerin sorumluluğuna, ölüm halinde mal paylaşımından mal kaçırma iddialarına kadar geniş bir yelpazede hukuki çerçeveyi belirlemektedir. Başarılı bir mal paylaşımı davası için, tüm delillerin eksiksiz toplanması, ispat yükümlülüğünün yerine getirilmesi ve gerektiğinde uzman hukuki yardım alınması önem taşır. Özellikle mal varlığının tespiti, değerlemesi ve paylaşımı aşamalarında, profesyonel destek almak, hak kayıplarının önlenmesi açısından kritik öneme sahiptir.

Yazar Görseli
Müellif

Av. Ali Haydar GÜLEÇ

Güleç Hukuk Bürosu'nda 9 yıldır yöneticilik ve avukatlık yapmaktadır.