Yabancı Eşle Boşanma Süreci
Yabancı uyruklu eşlerle boşanma süreçleri, karmaşık yasal zorluklar içerebilir. Bu makale, yabancı eşlerle boşanma sürecinin temel unsurlarını, uygulanacak hukuku, yargı kararlarını ve önemli kanunları ele alarak yol gösterici bilgiler sunmaktadır.
Yetkili Mahkeme ve Uygulanacak Hukuk
Yabancı uyruklu eşlerle boşanma davalarında, yetkili mahkemenin belirlenmesi ve uygulanacak hukukun tespiti, davanın en temel unsurlarını oluşturur. Bu süreçte, 5718 sayılı Milletlerarası Özel ve Usul Hukuku Kanunu (MÖHUK) temel dayanak noktasıdır ve hangi hukukun uygulanacağını belirleyen ana düzenlemedir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 168. maddesi öncelikli olarak uygulanır. Bu maddeye göre, boşanma davası açılabilecek yetkili mahkeme iki şekilde belirlenir:
- Eşlerden birinin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi
- Eşlerin son altı aydır birlikte oturdukları yer mahkemesi
Uygulanacak hukukun belirlenmesinde ise MÖHUK'un öngördüğü sıralama takip edilir. Bu sıralama, uluslararası özel hukukun temel prensiplerini yansıtır ve şu şekilde ilerler:
Eşlerin ortak milli hukuku: Öncelikle, boşanma sebepleri ve hükümleri için eşlerin ortak vatandaşlığına sahip oldukları ülkenin hukuku uygulanır. Örneğin, her iki eş de Alman vatandaşı ise, Alman hukuku uygulanacaktır.
Ortak mutad mesken hukuku: Eşlerin farklı vatandaşlıklara sahip olması durumunda, birlikte yaşadıkları ülkenin hukuku (ortak mutad mesken hukuku) uygulanır. Örneğin, Türk vatandaşı ile İtalyan vatandaşı eşlerin İsviçre'de yaşaması durumunda, İsviçre hukuku uygulanacaktır.
Türk hukuku: Eşlerin ne ortak milli hukuku ne de ortak mutad mesken hukuku varsa, Türk hukuku uygulanır. Ayrıca, yabancı hukukun uygulanmasının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olduğu durumlarda da Türk hukuku devreye girer.
MÖHUK'un getirdiği bu sistem, boşanmanın yanı sıra nafaka, velayet ve mal paylaşımı gibi fer'i konularda da uygulanır. Ancak geçici tedbirler söz konusu olduğunda, Türk mahkemeleri doğrudan Türk hukukunu uygular.
Hakimin, yabancılık unsuru taşıyan boşanma davalarında re'sen (kendiliğinden) uygulanacak hukuku araştırma ve belirleme yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülük, MÖHUK'un 2. maddesinden kaynaklanır ve hakim, tarafların bu konuda bir talebi olmasa bile uygulanacak hukuku kendiliğinden tespit etmek zorundadır.
Yabancı hukukun uygulanması durumunda, ilgili ülkenin boşanma sebepleri, ispat kuralları ve boşanmanın sonuçlarına ilişkin hükümleri de Türk mahkemelerince dikkate alınır. Ancak bu hükümler, Türk kamu düzenine açıkça aykırı sonuçlar doğuracak nitelikte olmamalıdır.
Yetkili mahkeme ve uygulanacak hukuk konusunda ortaya çıkabilecek tereddütlerde, Türk mahkemeleri genellikle Yargıtay içtihatlarını takip eder. Bu içtihatlar, özellikle kamu düzeni kavramının yorumlanması ve yabancı hukukun uygulanması konularında yol gösterici niteliktedir.
Yurtdışı Eş ve Tebligat
Yabancı uyruklu eşlerle boşanma davalarında, eşlerden birinin yurtdışında ikamet etmesi durumunda tebligat işlemleri özel bir önem kazanır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu, yurtdışında yaşayan eşlere yapılacak tebligat işlemlerini düzenlemektedir. Bu kanun çerçevesinde, öncelikle yabancı ülkedeki adrese normal tebligat yapılması denenir. Ancak bu mümkün olmadığında veya başarısız olduğunda, ilanen tebligat yoluna başvurulur.
İlanen tebligat, yurtdışında bulunan eşin adresinin bilinmemesi veya tebligatın normal yollarla yapılamaması durumunda başvurulan bir yöntemdir. Bu süreçte, tebligat metni Türkiye'de yayımlanan bir gazetede ve ayrıca mahkeme divanhanesinde ilan edilir. İlanen tebligat, normal tebligata göre hem daha masraflı hem de daha uzun süren bir işlemdir. İlanın yayımlanmasından itibaren yedi gün sonra tebligat yapılmış sayılır ve dava süreci devam eder.
Yurtdışında yaşayan eşin vatandaşlık durumu da önemli bir konudur. 5901 sayılı Vatandaşlık Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca, bir Türk vatandaşı ile evli olan yabancı uyruklu kişi, üç yıllık evlilik süresinden sonra Türk vatandaşlığına başvurabilir. Ancak boşanma davası açıldığında, henüz vatandaşlık kazanılmamışsa, bu hak kaybedilir. Vatandaşlık kazanılmış ise, boşanma kararı vatandaşlığı etkilemez.
Yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye'de geçerli olabilmesi için tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Bu süreçte, yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olmaması ve karşılıklılık ilkesine uygunluk gibi şartlar aranır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda yol gösterici niteliktedir.
Tebligat sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli noktalar şunlardır:
- Yabancı ülkedeki adresin doğru ve eksiksiz tespit edilmesi
- Uluslararası tebligat anlaşmalarına uygun hareket edilmesi
- İlanen tebligat kararı alınmadan önce diğer tebligat yollarının tüketilmesi
- Tebligat masraflarının davacı tarafından peşin olarak yatırılması
- Yabancı dilde yapılacak tebligatlarda tercüme masraflarının karşılanması
Yargıtay kararları, tebligat usulünün önemini vurgulamaktadır. Özellikle yurtdışında yaşayan eşe yapılacak tebligatlarda usule aykırılıklar, davanın uzamasına veya bozulmasına neden olabilir. Bu nedenle, tebligat işlemlerinin titizlikle yürütülmesi ve kanunda öngörülen prosedürlere uyulması büyük önem taşır.
Tebligat sürecinin başarılı bir şekilde tamamlanması, davanın sağlıklı bir şekilde yürütülmesi ve adil yargılanma hakkının korunması açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, yurtdışında yaşayan eşe yapılacak tebligatlarda, hem ulusal hem de uluslararası hukuk kurallarına uygun hareket edilmeli ve gerektiğinde hukuki yardım alınmalıdır.
Nafaka, Velayet ve Mal Paylaşımı
Yabancı uyruklu eşlerle boşanma davalarında nafaka, velayet ve mal paylaşımı konuları, uluslararası özel hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirilir. Bu konularda öncelikle 5718 sayılı MÖHUK hükümleri uygulanır ve uygulanacak hukuk belirlenir.
Nafaka Düzenlemeleri
Yoksulluk nafakası talepleri, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi kapsamında değerlendirilir. Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Yabancı uyruklu eşlerin nafaka talepleri değerlendirilirken, 1973 tarihli La Haye Sözleşmesi hükümleri de göz önünde bulundurulur. Nafaka miktarı belirlenirken, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaşam standartları ve nafaka yükümlüsünün ödeme gücü dikkate alınır.
Velayet Düzenlemeleri
Velayet konusu, boşanma davalarının en hassas noktalarından biridir. Yabancı uyruklu eşlerle boşanma davalarında velayet kararı verilirken, çocuğun üstün yararı ilkesi temel alınır. Mahkemeler, velayetin düzenlenmesinde:
- Çocuğun yaşı ve cinsiyeti
- Ebeveynlerin yaşam koşulları
- Çocuğun eğitim durumu
- Kültürel adaptasyon
- Ebeveynlerin çocuğa sağlayabileceği imkanlar
gibi faktörleri değerlendirir. Özellikle yabancı uyruklu ebeveynin ülkesine dönme ihtimali varsa, çocuğun üstün yararı daha detaylı incelenir.
Mal Paylaşımı
Evlilik mallarının paylaşımında, eşlerin evlenme anındaki milli hukukları esas alınır. Eşlerin farklı vatandaşlıklara sahip olması durumunda, müşterek mutad mesken hukuku, bu da yoksa Türk hukuku uygulanır. Taşınmaz mallar için özel bir düzenleme söz konusudur ve taşınmazın bulunduğu ülkenin hukuku uygulanır.
Mal paylaşımında dikkat edilmesi gereken hususlar:
- Evlilik tarihinden sonra edinilen malların tespiti
- Kişisel malların belirlenmesi
- Mal rejiminin türü ve uygulanacak hukuk
- Taşınmazların bulunduğu ülkelerdeki mevzuat
Yabancı uyruklu eşle boşanma davalarında mal paylaşımı yapılırken, uluslararası özel hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirme yapılır ve gerektiğinde yabancı ülke mahkemelerinden bilgi ve belge talep edilebilir.
Uygulama ve Yargı Kararları
Türk mahkemeleri, yabancı uyruklu eşlerle boşanma davalarında nafaka, velayet ve mal paylaşımı konularında kararlar verirken, uluslararası sözleşmeleri, yabancı hukuk kurallarını ve Türk kamu düzenini göz önünde bulundurur. Yargıtay kararları, bu konularda önemli içtihatlar oluşturmuştur. Özellikle yabancı uyruklu eşin nafaka talebi, velayetin düzenlenmesi ve mal paylaşımı konularında verilen kararlar, benzer davalarda emsal teşkil etmektedir.
Tüm bu düzenlemeler ve uygulamalar, yabancı uyruklu eşlerle boşanma davalarında adil ve hakkaniyete uygun kararlar verilmesini amaçlamaktadır. Her dava kendi özel koşulları içinde değerlendirilir ve tarafların hak ve menfaatleri gözetilerek karara bağlanır.
Dava Türleri ve Süreler
Yabancı uyruklu eşle boşanma davalarında, iki temel dava türü bulunmaktadır: anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma. Her iki dava türünün de kendine özgü süreçleri ve süreleri vardır.
Anlaşmalı boşanma davalarında, eşlerin boşanma konusunda mutabık kalmaları ve boşanmanın mali sonuçları hakkında anlaşmaları gerekir. Bu tür davalarda, eşlerin birlikte hazırladıkları bir protokol ile mahkemeye başvurmaları yeterlidir. Protokolde mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti, nafaka gibi konular düzenlenir. Anlaşmalı boşanma davaları, yabancılık unsuru içerse bile genellikle 1-2 duruşmada sonuçlanabilmektedir.
Çekişmeli boşanma davalarında ise süreç daha karmaşıktır. Özellikle yabancı uyruklu eşin yurtdışında ikamet etmesi durumunda, tebligat işlemleri nedeniyle dava süresi uzayabilmektedir. İlanen tebligat yapılması gerektiğinde, normal tebligata göre süreç daha uzun sürmekte ve ek masraflar ortaya çıkmaktadır. Çekişmeli davalarda ortalama süre 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilmektedir.
Dava süresini etkileyen diğer faktörler şunlardır:
- Eşlerin farklı ülkelerde ikamet etmesi
- Tercüman ihtiyacı
- Yabancı belgelerin apostil veya konsolosluk onayı gerekliliği
- Delillerin toplanması süreci
- Mal paylaşımı anlaşmazlıkları
Avukatlık ücretleri ve masraflar konusunda, 2023-2024 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre boşanma davalarında maktu vekalet ücreti belirlenmektedir. Yabancı uyruklu eşle boşanma davalarında ek olarak şu masraflar ortaya çıkabilir:
- Tercüme masrafları
- Yurtdışı tebligat masrafları
- İlanen tebligat masrafları
- Apostil veya konsolosluk onay ücretleri
- Bilirkişi ücretleri
Yabancı uyruklu eşle boşanma davalarında, sürecin hızlandırılması için bazı önemli hususlara dikkat edilmelidir. Öncelikle, tüm belgelerin önceden hazırlanması ve gerekli tercüme ve onayların tamamlanması önemlidir. Eşlerin mümkün olduğunca anlaşmalı boşanma yolunu tercih etmeleri, sürecin daha hızlı ve ekonomik şekilde sonuçlanmasını sağlayacaktır.
Yabancı uyruklu eşle boşanma sürecinde, tüm bu faktörler göz önüne alındığında, profesyonel hukuki destek almak büyük önem taşımaktadır. Sürecin doğru yönetilmesi, gereksiz zaman kayıplarının önlenmesi ve masrafların optimize edilmesi için uzman bir avukat desteği kritik rol oynamaktadır.
Bu makalede ele aldığımız tüm konular, yabancı uyruklu eşle boşanma sürecinin karmaşık yapısını ortaya koymaktadır. Yetkili mahkemeden başlayarak, uygulanacak hukuk, tebligat süreçleri, nafaka ve velayet konuları ile dava türleri ve sürelerine kadar uzanan bu süreç, dikkatli bir planlama ve profesyonel yaklaşım gerektirmektedir. Özellikle uluslararası unsurlar içeren bu tür davalarda, hem Türk hukuku hem de uluslararası hukuk normlarının gözetilmesi, sürecin başarılı bir şekilde sonuçlandırılması için hayati önem taşımaktadır.