Mala Zarar Verme Cezası
Mala zarar verme suçları, mülkiyet hakkını korumak amacıyla Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenmektedir. Suçun unsurları, cezaları, nitelikli halleri ve şikayet süreci gibi önemli konular bu makalede yer almaktadır. Ayrıca, Yargıtay kararları ve ilgili hukuki doktrinler de değerlendirilmiştir.
Mala Zarar Verme Suçu Genel Bakış
Mala zarar verme suçu, Türk Ceza Kanunu'nun 151 ve 152. maddelerinde düzenlenen, kişilerin mülkiyet hakkını korumayı amaçlayan önemli bir suç tipidir. Bu suç, başkasına ait taşınır veya taşınmaz malların kısmen veya tamamen zarar görmesi durumunda ortaya çıkar. TCK'nın malvarlığına karşı suçlar bölümünde yer alan bu düzenleme, toplumsal düzenin korunması açısından kritik öneme sahiptir.
Suçun temel unsuru, mülkiyet hakkının ihlalidir. Fail, başkasına ait bir mala zarar verirken, bu malın başkasının mülkiyetinde olduğunu bilmeli ve buna rağmen zarar verme kastıyla hareket etmelidir. Bu noktada suçun genel kastla işlenebileceğini vurgulamak gerekir. Yani failin özel bir amaç veya saikle hareket etmesi gerekmez; malın başkasına ait olduğunu bilerek ve isteyerek zarar vermesi yeterlidir.
Mala zarar verme suçunun kapsamına hem taşınır hem de taşınmaz mallar girer. Taşınır mallar arasında ev eşyaları, araçlar, elektronik cihazlar gibi her türlü menkul mal yer alırken; taşınmaz mallar arasında binalar, araziler ve diğer gayrimenkuller bulunur. Ayrıca, evcil hayvanlar da taşınır mal kapsamında değerlendirilir ve bunlara verilen zararlar da bu suç kapsamında ele alınır.
Kanun koyucu, mala zarar verme suçunu basit ve nitelikli olmak üzere iki farklı şekilde düzenlemiştir. TCK'nın 151. maddesinde düzenlenen basit hal, şikayete bağlı bir suç tipidir. Mağdurun 6 ay içinde şikayette bulunması gerekir. Öte yandan, TCK'nın 152. maddesinde düzenlenen nitelikli haller, suçun daha ağır şekilde cezalandırılmasını gerektiren durumları içerir ve resen soruşturulur.
Suçun soruşturulması ve kovuşturulması bakımından önemli bir ayrım, şikayete bağlılık ve resen soruşturma konusunda ortaya çıkar. Basit mala zarar verme suçlarında mağdurun şikayeti olmadan soruşturma başlatılamaz. Ancak nitelikli hallerde, örneğin kamu malına zarar verilmesi, yangın çıkarılması veya patlayıcı madde kullanılması gibi durumlarda, savcılık kendiliğinden harekete geçebilir.
Mala zarar verme eyleminin gerçekleşmesi için malın mutlaka fiziksel bir zarara uğraması gerekir. Bu zarar, malın kırılması, bozulması, kirletilmesi, tahrip edilmesi veya kullanılamaz hale getirilmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Önemli olan nokta, mala verilen zararın kalıcı veya geçici olmasının suçun oluşması açısından bir fark yaratmamasıdır. Malın ekonomik değerinin azalması veya kullanım amacına uygun şekilde kullanılamaması yeterlidir.
Mala Zarar Verme Suçunun Çeşitleri
Türk Ceza Kanunu'nda mala zarar verme suçu, basit ve nitelikli olmak üzere iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Bu ayrım, suçun işleniş şekli, mağdurun niteliği ve ortaya çıkan zararın özelliklerine göre yapılmaktadır.
Basit Mala Zarar Verme
TCK madde 151'de düzenlenen basit mala zarar verme suçu, başkasına ait taşınır veya taşınmaz malın zarar görmesi halinde oluşur. Bu suç tipinde, mağdurun şikayeti olmadan soruşturma başlatılamaz. Şikayet hakkı olan kişi, malın maliki veya zilyedi olabilir.
Basit mala zarar verme suçunun temel özellikleri şunlardır:
- Şikayete bağlı olması
- Uzlaştırma kapsamında değerlendirilmesi
- Genel kastla işlenebilmesi
- Malın değerinin suçun oluşması açısından önem taşımaması
Nitelikli Mala Zarar Verme
TCK madde 152'de düzenlenen nitelikli mala zarar verme suçu, daha ağır cezayı gerektiren halleri içerir. Bu suç tipinde, zarar verilen malın niteliği veya zararın verilme şekli önem taşır. Nitelikli hal, resen soruşturulur ve şikayet şartı aranmaz.
Nitelikli mala zarar verme suçunun oluştuğu başlıca durumlar:
- Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mallara zarar verilmesi
- Yangın, sel, deprem gibi felaketlerden korunmaya yönelik her türlü eşya veya tesisat
- Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun dikili ağaçlar
- Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler
- Grev veya lokavt hallerindeki işyerlerinin malları
- Siyasi partiler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşlarının malları
- Kamu görevlisinin görevinden dolayı öç almak amacıyla işlenen fiiller
Suçun işleniş şekline göre cezayı artıran özel durumlar da bulunmaktadır:
- Yakarak zarar verme
- Patlayıcı madde kullanarak zarar verme
- Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olarak zarar verme
- Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak zarar verme
Nitelikli mala zarar verme suçunda, kamu hizmetlerinin yürütülmesini engelleme veya kamu kurumlarının faaliyetlerinin tamamen veya kısmen aksamasına neden olma durumunda ceza daha da artırılır. Bu durumlarda verilecek ceza, yarısından iki katına kadar artırılabilir.
Özellikle kamu mallarına karşı işlenen suçlarda, toplumsal düzenin korunması amacıyla daha ağır yaptırımlar öngörülmüştür. Bu nedenle, nitelikli mala zarar verme suçlarında uzlaştırma hükümleri uygulanmaz ve soruşturma re'sen yürütülür.
Ceza ve Zamanaşımı Süreleri
Mala zarar verme suçunda, suçun niteliğine göre farklı ceza ve zamanaşımı süreleri uygulanmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen bu süreler, suçun basit ve nitelikli hallerine göre değişkenlik göstermektedir.
Basit mala zarar verme suçunda (TCK m.151), fail 4 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir. Hâkim, somut olayın özelliklerine göre hapis cezası yerine adli para cezasına da hükmedebilir. Bu seçimlik cezalar, suçun işleniş şekli, meydana gelen zararın büyüklüğü ve failin kastının yoğunluğu gibi faktörler göz önünde bulundurularak belirlenir.
Nitelikli mala zarar verme suçunda (TCK m.152) ise ceza daha ağırdır. Bu hallerde fail, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Nitelikli hallerde adli para cezası seçimlik ceza olarak düzenlenmemiştir. Ayrıca, suçun işleniş şekline göre (yakma, patlayıcı madde kullanma, toprak kaymasına neden olma gibi) ceza bir kat artırılabilir.
Zamanaşımı süreleri açısından da önemli farklılıklar bulunmaktadır. Basit mala zarar verme suçunda şikâyet süresi 6 aydır. Bu süre, mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlar. Şikâyet süresinin geçirilmesi halinde, ceza davası açma hakkı düşer. Ancak nitelikli mala zarar verme suçunda 8 yıllık bir zamanaşımı süresi söz konusudur ve suç resen soruşturulur.
Etkin pişmanlık hükümleri de ceza miktarını etkileyen önemli bir faktördür. Fail, suçun olumsuz etkilerini gidermek için çaba gösterirse ceza indirimi söz konusu olabilir. Bu kapsamda:
- Soruşturma başlamadan önce zararın giderilmesi halinde verilecek cezada üçte iki oranında indirim yapılır
- Kovuşturma aşamasında ancak hüküm verilmeden önce zararın giderilmesi halinde cezada yarı oranında indirim uygulanır
Cezanın belirlenmesinde hâkim, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kastının yoğunluğu, failin güttüğü amaç ve saiki gibi hususları göz önünde bulundurur. Ayrıca, TCK'nın genel hükümlerinde düzenlenen cezayı hafifletici nedenlerin varlığı halinde (yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, haksız tahrik gibi) ceza indirilebilir veya artırılabilir.
Mala zarar verme suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı da verilebilir. Bunun için failin daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması ve mahkemece, failin kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması gerekir.
Hukuki Detaylar ve İlgili Kararlar
Hırsızlık ile Birlikte İşlenen Suçlar
Mala zarar verme suçunun hırsızlık suçu ile birlikte işlenmesi durumunda, özel birtakım hukuki değerlendirmeler yapılması gerekmektedir. Yargıtay 17. Ceza Dairesi'nin 2019/9656 sayılı kararında belirtildiği üzere, hırsızlık amacıyla bir mala zarar verildiğinde, zarar verilen mal ile çalınan mal aynı ise yalnızca hırsızlık suçundan ceza verilmektedir. Örneğin, bir arabanın camını kırarak içindeki eşyaları çalan kişi, sadece hırsızlık suçundan cezalandırılır. Ancak hırsızlık sırasında başka bir mala zarar verilmesi durumunda, hem hırsızlık hem de mala zarar verme suçundan ayrı ayrı ceza verilmesi gerekmektedir.
Şahsi Cezasızlık ve Ceza İndirimi
TCK'nın 167. maddesi, mala zarar verme suçlarında akrabalık ilişkileri nedeniyle ortaya çıkan özel durumları düzenlemektedir. Bu maddeye göre, suçun;
- Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,
- Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin,
- Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,
- Aynı konutta beraber yaşayan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının
zararına olarak işlenmesi hâlinde, ilgili akrabalık durumuna göre ya ceza verilmez ya da cezada indirim yapılır. Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin 2019/4116 sayılı kararında da belirtildiği gibi, bu durumlar şahsi cezasızlık nedeni olarak değerlendirilmektedir.
Kamu Malına Zarar Verme
Kamu malına zarar verme durumları, suçun nitelikli hali olarak değerlendirilmektedir. Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 2013/10257 sayılı kararında, kamu malına zarar verme suçunun kapsamı detaylı şekilde ele alınmıştır. Bu kararda, sahipli hayvanların da mal kapsamında değerlendirildiği ve bunlara zarar verilmesinin mala zarar verme suçunu oluşturduğu belirtilmiştir.
Kamu malına zarar verme suçlarında manevi tazminat talep edilemeyeceği önemli bir husustur. Yargıtay içtihatlarına göre, salt eşya zararı nedeniyle manevi tazminat istenemez. Ancak zarar verme eylemi, mağdurun kişilik haklarına da zarar veriyorsa, bu durumda genel hükümlere göre manevi tazminat talep edilebilir.
Mala zarar verme suçu, günlük hayatta sıkça karşılaşılan ve hukuki açıdan çeşitli özellikler gösteren bir suç tipidir. Yargıtay kararları ışığında, suçun basit halinden nitelikli haline, hırsızlıkla birlikte işlenmesinden akrabalık ilişkilerine kadar pek çok farklı durumda nasıl değerlendirilmesi gerektiği netlik kazanmıştır. Özellikle şahsi cezasızlık ve ceza indirimi nedenleri, toplumsal yapımızı ve aile bağlarını göz önünde bulunduran düzenlemeler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kamu malına zarar verme durumlarında ise, toplumsal menfaatin korunması amacıyla daha ağır yaptırımlar öngörülmüştür. Bu suç tipinin doğru anlaşılması ve uygulanması, hem bireysel hakların korunması hem de toplumsal düzenin sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır.